Bir insanı gerçekten sevmek,onun tuhaflıklarını,hiç kimsenin,kendisinin bile benimseyemediği,hatta fark etmediği huylarını sevmektir.İnsanların en esaslı yönleri uyumsuzluklarında saklıdır çünkü.
sevmek çok kolay aslında.sevdiğine kavuştuğunda sevgini devam ettrimek zor olan.mecnun leyla'ya kavuşssaydı yine öyle çok sever miydi?mecnun leyla'yı mı yoksa onu sevmeyi mi böyle tutkuyla sevmiştir?
Bir insanın sevgisini kaybetmek,zorlukla ulaşılmış bir doruktan aşağı yuvarlanmaktır.
Tek bir veda bütün bir ömür sürüyor.
kaçımız sevdiğimize kavuştuk?kaçımızın hayatında kavuşulamamış sevgililer oldu?kaç kadın yüreği başkasındayken kendini başka bir erkeğin karısı olarak buldu.ara sıra düşünürüm o kadınları.gönlünü başkasına vermişken başka bir erkekle evli olmak nasıl bir hapishanedir,nasıl bir ızdıraptır diye.peki sevdiğine kavuşsaydı mutlu olabilecek miydi?kavuşmak yürekteki yangını söndüren bir şelale çoğu zaman.geriye kalansa küller.o yüzden bence sevgililer değil de sevip de kavuşamayanlar yitik aşkları için yas tutmak için geçirmeli 14 şubat'ı.
Ne saçma,ne umutsuz.Bir boşlukta,ne olduğunu bile hatırlamadığın bir şeyi aramak.Bütün taşları teker teker kaldırıp altlarına bakarak,bütün kovuklara,deliklere,çukurlara ellerini sokarak,çılgınca aramak.Oysa her defasında yeniden,yeniden bulduğun umutsuzluk sadece.
senede bir gün yitik sevdaların ardından sessizce ağıtlar yakmak.bütün taşları tek tek kaldırmadan,her defasında umutsuzluğu arttırmadan,sadece bir gün.
Irmakları bile tersine çevirebilen tek güç bellek.
belki o gün ırmaklar tersine akar ve küllenen aşklar yeniden canlanır.buz tutmuş yüreklerde bir günlük de olsa tekrar alev alır.göğsün orta yerinde bir kor yoksa ,yaşamak bazen dondurucu olabilir.
her kalp içinde bir aşk taşır.kimileri şanslıdır,yana yana yaşar aşkını,kimisi sessiz sedasız,unutmaya mahkum.işte sevgililer günü bence bu sessiz haykırışlara adanmalı.
not:mavi yazılar aslı erdoğan'ın mucizevi mandarin kitabından.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder