13 Nisan 2015 Pazartesi

KALP


Polis olay mahalline ulaştığında sırılsıklam bir yatakta cenin pozisyonunda buldu maktülü. Hiçbir boğuşma emaresi, bir damla kan yoktu, ama kalbi atmıyordu. İntihardan şüphelendi polisler, evin her yerinde boş ilaç kutuları aradılar, bulamadılar. Sahi yatak niye bu kadar ıslaktı? Olay yeri inceleme uzmanları yatağı böylesine ıslatan sıvıdan örnek aldılar. Yatağın başucunda okuduğu kitabı vardı. Kitabı açtıklarında yere kuru bir gelincik düştü. Gelinciğin izi olan sayfanın kenarına el yazısıyla yazılmış bir şiir. Uzman şiiri okudu, eğildi,  gelinciği alıp kitabın içindeki yerine yerleştirdi ve kitabı delil olarak bir poşetin içine attı. Olay yerine geldiklerinden beri sürekli aynı şarkı çalıp duruyordu müzik çalarda. Uzmanlardan biri Cd’yi çıkarıp başka bir poşete koydu. Maktülün sağ avucu sıkı sıkı kapalıydı, öylesine sıkmıştı ki tırnakları avuç içine batmıştı. Uzmanlardan biri yavaşça açtı parmaklarını, ellerinin arasından çıkan fotoğrafa şöyle bir baktı ve elindeki delil poşetlerinden birinin içine attı.  Günler sonra Başkomiser Zelal otopsi raporunu ve olay yeri inceleme raporunu okuyordu. Gelinciğin olduğu kitaptaki şiiri okudu önce :

“Ey kimselere değişmediğim

Ayrılığın neden bunca ağır”
 
biliyordu bu şiiri. Sanırım Birhan Keskin’in bir şiiriydi diye düşündü. Kitabı şöyle bir karıştırdı ve diğer delile baktı. Avuç içindeki fotoğrafın kime ait olduğunu bulmak kolay olmuştu, eski bir sevgiliye aitti. Bitmiş bir ilişkiye. Tüm yatağı sırılsıklam yapan şeyse maktülün göz yaşlarıydı. Olay yeri inceleme raporunu okumayı bitirip otopsi raporuna geçti Zelal. Maktülün yaşı: 35, Cinsiyet: Kadın, Ölüm saati: 01:15, Ölüm nedeni: Kırılmış bir kalp.