bahsettiğim sahneler şirinler'den değil avatar'dan.ama sanki biraz da şirinleri çağrıştırıyor.bana çağrıştırdıkları sadece şirinler değil kızılderililer,aborjinler...doğal kaynakları ve toprakları yüzünden işkence gören ve yurtları ellerinden alınan ve adeta yok edilen tüm halklar.
uzun zamandır bir filmden bu kadar etkilenmemiştim.normalde çok kolay ağlayan ben, filmlerde pek ağlamam.hatta eşim benimle dalga geçer,ben ağlıyorum sen hiç ağlamıyorsun,taş kalplisin diye.ama filmde ağladım.yüreğim düğümlendi.nefesim kesildi.filmi üç boyutlu izledim.ama o gözlük yüzünden sahneler biraz karanlıktı.o yüzden bir kez de normal izlemek istiyorum.muhteşem bir görsel şölen.yeşilin her rengi,inanılmaz bir bitki örtüsü ve derin bir acı.
filmde pek çok gönderme var.anlayabilene.ama maalesef insanlar o kadar sığki film çıkışında önümde yürüyen iki kızın konuştuğu tek şey avatarın ne kadar yakışıklı olduğu,ufak poposu,kasları vb.bu mudur yani?onca şey anlatan filmden anladığınız bu mu?
filmden aldığım birkaç mesaj:
1-insanoğlu kendi çıkarları için "diğer" olan herşeyi yok edebilir.
2-doğa bizi duyar ve eğer kulak verirsek biz de onu duyup hissedebiliriz.
3-bir ağaç kesilirken canı acımayan birinin bir canlıyı öldürürken de canı acımaz.
4-eğer gerçekten istersen sahip olduklarını herşeye karşı koruyabilirsin.
5-hayatta her zaman yeni bir başlangıç için şansın vardır.
6-insan,doğa ana olmadan bir hiçtir.
7-canlı cansız herşeyin bir ruhu ve enerjisi vardır.
bir kez daha yeniliyorum,şaman olmayı çok isterdim.filmi izlerken anastasya kitabı aklıma geldi.anastasya'da bir şaman.o da doğanın gücüne inananlardan.biz insanlar doğaya hükmetmeye çalıştıkça ve onu incittikçe asıl yokolanın kendimiz olduğunu ne zaman fark edeceğiz acaba.
nadir sinemaya gidebilen birisi olarak bu filmi seçtiğim için çok memnunum.kesinlikle defalarca izlemek isteyeceğim bir film.çok etkilendim.filmden sonra uzun bir süre kendime gelemedim.insanlar nasıl bu kadar acımasız olabiliyor aklım almıyor.hiç bir zaman da anlayamayacağım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder