7 Aralık 2009 Pazartesi

açlık oyunları

kelimeler çıkmaz dudaklarımdan,öylece takılıp kalır.zihnim o kadar karışık ki bildiklerim bir sıraya girip de anlamlı cümleler oluşturamaz.işte bugün de o günlerden biri.o yüzden de çalışamıyorum.raporumu yazmam gerkiyor.ama oraya buraya dağılmış kelimeleri toparlayıp bir düzene sokacak enerjim yok.bir çoban mı kiralasam ne yapsam?yok yok tembelim ben tembel.nefes alacak enerjim bile yok.yediğim,içtiğim çikolatalar da kar etmedi.geçen hafta eşim seyahatteydi.ondan önceki hafta ben izmir’deydim.oğluş babasını özlediği için geçen hafta her akşamı benim için bir kabusa çevirdi.babası cumartesi akşamı geldi.ama yarın yine seyahate gidiyor.zor bir hafta yine beni bekliyor.ev pis,dağınık.benimse hiç birşey yapasım yok.galiba yine depresif günlerimdeyim.yıkanacak çamaşırlar dağ gibi.evin her yeri toz içinde.bense bütün hafta sonu bulduğum her vakitte kitap okudum.cuma akşamı başladığım “açlık oyunları” nı dün akşam bitirdim.kitap çok sürükleyici,iyi kurgulanmış ve bir solukta okunan bir macera romanı.zihni yormayan bir kitap.tam bugünlerdeki ruh halime uydu.okudum bitti.üzerinde düşünmek ve kafa yormak istersen sorgulayacak şeyler var aslında.capitol’un 12 mıntıka üzerindeki sömürüsü,bir taraftaki lüks yaşam ve diğer tarafta açlıktan ölen insanlar.ama zihnim sorgulamak istemiyor.sadece kendime soruyorum.

zalim bir dünyada hayatta kalmamı sağlayacak hangi yeteneğim var?peki siz hiç düşündünüz mü elinizde hiç bir şey yokken bir ormana atılsanız ve hayatta kalmak için öldürmek zorunda olan 23 rakibiniz olsa hangi becerinizle hayatta kalırdınız?yaşama sizi bağlayan nedir?ölümü peşin peşin kabullenirmiydiniz,yoksa hiç ölmeyecekmiş gibi mi yaşardınız?ben mi?benim bu aralar nefes almaya bile enerjim yok…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder