26 Nisan 2010 Pazartesi

ey aşk

cuma günü büyükada'da faytona binip aya yorgi'de ezilme tehlikesi sonrası çok şükür yaşıyorum dedikten, arkadaşlarla gülmekten karnıma ağrılar girdikten, balık yiyip üstüne de adanın o muhteşem, kocaman dondurmasını mideye indirdikten ve büyükada'ya aşık olduktan, cumartesi günü botanik parkta bisiklete binip oğlumla çimenlerde yuvarlandıktan ve pazar günü de oğluşla evde kucak kucağa öpüşüp sarılıp miskinlik ettikten sonra bugün de çalışılmıyor ki!

gel de pazartesi sendromu yaşama.



kendime biraz terapi yapmalıyım. :)))))



HAYATI ISKALAMA LÜKSÜN YOK SENİN !



Bir aşk için yapabileceğin her şeyi yaptığına inanıyorsan ve buna rağmen hala yalnızsan, için rahat olsun. Giden zaten gitmeyi kafasına koymuştur ve yaptıkların onun dudağında hafif bir gülümseme yaratmaktan başka hiçbir işe yaramayacaktır.Sen kendini paralarken ,o her zaman bahaneler bulmaya hazırdır.Hani ağzınla kuş tutsan "Bu kuşun kanadı neden beyaz değil?" diye bir soruyla bile karşılaşabilirsin.. iki ucu keskin bıçaktır bu işin.Yaptıklarınla değil yapmadıklarınla yargılanırsın her zaman. Bu mahkemede hafifletici sebepler yoktur. İyi halin cezanda indirim sağlamaz. Sen, "Ama senin için şunu yaptım" derken o, "şunu yapmadın" diye cevap verecektir. Ve ne söylesen karşılığında mutlaka başka bir iddiayla karşılaşacaksındır. Üzülme, sen aşkı yaşanması gerektiği gibi yaşadın.Özledin, içtin, ağladın, güldün, şarkılar söyledin,düşündün,şiirler yazdın. "Peki o ne yaptı" deme. Herkes kendinden sorumludur aşkta. Sen aşkını doya doya yaşarken o kendine engeller koyuyorsa bu onun sorunu. Bir insan eksik yaşıyorsa, ve bu eksikliği bildiği halde tamamlamak için uğraşmıyorsa sen ne yapabilirsin ki onun için? Hayati ıskalama lüksün yok senin. Onun varsa, bırak o lüksü sonuna kadar yaşasın.Her zamanki gibi yaşayacaksın sen. "Acılara tutunarak" yaşamayı Öğreneli çok oldu. Hem ne olmuş yani, yalnızlık o kadar da kötü bir şey değil.Sen mutluluğu hiçbir zaman bir tek kişiye bağlamadın ki.... Epeydir eline almadığın kitaplar seni bekliyor.Kitap okurken de mutlu oluyorsun unuttun mu? Kentin hiç görmediğin sokaklarında gezip yeni yaşamlara tanık olmak da keyif verecek sana.Yine içeceksin rakını baliğin yanında. Üstelik dilediğin kadar sarhoş olma özgürlüğü de cabası... Sen yüreğinin sesini dinleyenlerdensin ve biliyorsun aslolan yürektir.Yürek sesi ne bilmeyenler,ya da bilip de duymayanlar acıtsa da İçini unutma; yaşadığın sürece o yürek var olacak seninle birlikte. Sen yeter ki koru yüreğini ve yüreğinde taşıdığın sevda duygusunu. Elbet bitecek güneşe hasret günler. Ve o zaman kutuplarda yetişen cılız ve minik bitkiler değil, güneşin çiçekleri dolduracak yüreğini...



Nazım Hikmet...



büyükada'ya gidip aşkı özlememek mümkün mü? koca beyle birlikte gitsek adaya tekrar birbirimize aşık olur muyuz acaba?

1 yorum:

  1. Büyükada'da Notre Dame'nin kamburuna bile aşık olunabilir herhalde:)) İnsan başka bir alemde yaşıyormuş gibi hissediyor orada. Haftasonunun güzel geçtiğine sevindim, devamının gelmesi dileğiyle...

    YanıtlaSil