benim ki ağlayarak.
hani 23 nisan'da büyükada'ya gitmek istiyorum diye izmir'e gitmediğim için annemlerle tartışmıştım ya,bir tur buldum,bursa'dan kalkan ve iki kişilik yer ayırttım,ama koca bey sabahın köründe kalkıp yollara düşemezmiş ben de tek başıma gidemezmişim.
bekarlık sultanlık,kim ne derse desin.
bıktım artık başkalarına yapacaklarıma ilişkin hesap vermekten ve izin istemekten.
koca bey, senden de nefret ediyorum.
içimde nasıl bir sıkıntı, zehri akıtmazsam sanki şuracıkta ölüvereceğim.
cumartesi günü eski işyerinden kız arkadaşlar bursa'da türbe ziyareti günü düzenledi.sen de gelir misin dediler,sordum koca bey'e iznimi aldım düştüm yola.önce aydede'ye gittik,dua ettik.benim maksat muhterem şahısların mezarlarını ziyaretten öte bursa'nın bilmediğim yerlerini görmek.aydede'nin mezarı bursa'nın taaa yukarılarında,bütün bursa ayaklarının altında,yağmura rağmen muhteşem bir manzara vardı.sonra yokuş aşağı vurduk kendimizi,bursa burası türbe'den bol ne var.adım başı bir muhteremin mezarı.önce üç kuzular,ordan hızır dede,ordan molla fenari,sonra somunca babanın fırını ve son olarak da benim en sevdğim tezveren.duamızı ettik tezveren dede'de sonra da o güzel bahçesinde bir yorgunluk çayı içtik.ordan da indik ulu cami'ye.ne muhteşem bir yer ulu cami.insanın tüyleri diken diken oluyor.orda her dua edişimde gözyaşlarımı tutamıyorum.
arapça vav harfinin doğum, elif'in ise ölüm olduğunu öğrendim arkadaşlardan.
sonra dönüşte ülkü pastanesinden marşal pasta ve armut kurabiye aldım.otobüste fenalık geçirerek saat altı gibi eve geldim.otobüsten eve doğru gelirken allah'ım lütfen eşim annesini çağırmış olmasın dedim,ama o kadar mübarek insanı ziyaret etmiş olmama rağmen dileğim kabul olmadı ve kayınvalidem bizdeydi.
ben eve gelince makinaya çamaşır attım,kuruyan çamaşırları topladım,sonra bir arkadaşım akşam oturmaya çağırınca kayınvalidemler de evlerine gittiler ben de yemek hazırlamaya mutfağa geçtim. koca bey'in suratında düşen bin parça.ne var ne konuştunuz annenle dedim.hay demez olaydım.sabah arabaya binmiş gitmişiz,sen de gel anne seni de gezdireyim dememiş,annesinden utanıyormuymuş,ağlamış,kendini acındırmış.benim koca bey de benim serzenişlerimi iletmiş.benim evime bana haber vermeden çıkıp oturuyorlar,görümcemin kızı ben de duş alıyor,ama bana kimse birşey söylemiyor.ben de bu duruma bozulduğumu ve bir daha olursa konuşacağımı söylemiştim koca beye,ama sağolsun konuşmama fırsat bırakmamış kendi üstüne vazife edinip annesiyle konuşmuş.sonuçta ben yine kötü gelin olmuşum.laf döndü dolaştı yine bana geldi.yok efendim o izin vermezse ben bir yere gidemezmişim.izmir'e falan da izin vermezse gidemezmişim.artık onun istedikleri olacakmış.benim de damarıma bastı ya ben de yine kendime hakim olamadım ve fevri davranıp çemkirdim.sonra da pişman oldum.kendi kendime kızdım.neden bu oyunlara geliyorum ve beni öfkelendirmesine izin veriyorum diye.odamda bir saat ağladım.şiş gözlerle gittim arkadaşlara.sonra orda muhabbet arasında büyükada turunun sabah altı gibi bursa'dan çıkacağından bahsettim.o zaman gidemeyiz dedi.sen gitmesen bile benim gidebileceğimi söylemiştin dedim,hayır sen de gidemezsin dedi.orda insanların içinde kafamdan aşağı kaynar sular boşaldı,ama sesimi çıkarmadım.
dün de bütün gün evdeydik.hiç dışarı çıkmadık.pişir taşır,sofra kur,bulaşık yıka ve uyu...
hepsi bu kadar.
söylemiş miydim insanların beni üzmesine izin verdiğim ve içimdeki çocuğu görmelerine ve ona hükmetmelerine izin verdiğim için kendimden nefret ediyorum.çok kızgınım kendime çok.
gördün mü bana ne yaptın oynamıyorum artık.şu an öfkeliysem ve mutsuzsam tek sorumlusu benim.böyle bir adamla hala evli olduğum için.
Seni çok iyi anlıyorum Kara kitap, önceki hafta sonu da bizim kavga günümüzdü. Hemde ottan b.ktan şeyler için... Dır dır dır yedi bitirdi beni, üstelik dışarda yemekteydik. Bebek yoktu bizimle. Siparişi yeni vermiştik ki dozu arttırdı, bastım çıktım gittim ordan, kalakaldı tek başına. Atladım taksiye, cep telefonum cüzdanım anahtarım çantam hepsi arabadaydı, Allahtan cebimde 10 Tl para kalmış, hemen anneme gittim, bi de orda ağladım rezil oldum. Neyse, geldi özür diledi bişeyler yaptı gönlümü aldı. Hiç yapmasa daha iyiydi ama buna da şükür. Demem o ki, boşamayı ben de çok düşünüyorum, kızgınken mutsuzluğumun sebebini ona değil onu boşayamadığım için kendime bağlıyorum. Ama bi şekilde kalıyorum, gidemiyorum. Biraz zaman geçince gitmek de istemiyorum. Kısırdöngü, kader...
YanıtlaSilMerhaba kara kitap,
YanıtlaSiluzun zamandır yazılarını okuyorum ama hiç yazmamıştım.Sanki beni anlatıyor diyorum:)
Amacım sana akıl vermek değil.İnan ki olsa kendi dertlerimi çözerdim:(Seni anladığımı bilmeni istedim. Bir de şunu unutma, yaşayacak bir hayatın var!!! tekrar şansın yok, onu da kendin için yaşa.