2 Aralık 2010 Perşembe


içimdeki sıkıntıdan ve kafama doluşup duran saçma sapan olumsuz düşüncelerden kurtulmak için ilgimi başka yöne çekeyim.define adası blogu tarafından en sevdiğim kitaplardan biri olan lal masallar eşliğinde bana gönderilmiş olan bir mim var.şöyle ki:

"Kitaplığınızın karşına geçin. Gözlerinizi kapatın. Derin bir nefes alın. Elinizi kitapların üzerinde gezdirin ve birini seçin. Şimdi gözlerinizi açın. Bir kitap seçmiş durumdasınız. O kitabı satın aldığınız ya da hediye gelmişte olabilir anı hatırlamaya çalışın. İlk kez okuduğunuzda neler düşünmüştünüz, hatırlayın. Şimdi sayfaları şöyle hızlıca bir dolanın ki, kitabın kokusu burnunuza gelsin. Evet, ne güzel bir koku bu! 55. sayfayı bulun. Sayfayı tekrar okuyun. Sayfadan bir paragraf seçin ve mim konusu olarak bunu bloğunuza yazın. Daha sonra siz de arkadaşlarınızdan üç tanesine cevaplaması için gönderin."

bir de kuralı falan var mimin ha,ama ben kuralları yazmıyorum.bu işler gönül işi öyle kuralla falan olmaz.

evet geçtim oturma odasındaki kütüphanenin karşısına,yumdum gözümü alt raflara doğru eğildim ve elimi uzattım.gelen kitap 1995 baskılı "yılmaz güney selimiye mektupları".yılmaz güney'in selmimiye hapishanesinden eşi fatoş güney'e yazdığı mektuplar.kitabı 21.01.1997'de ankara'dan almışım.nerden aldığımı inanın hiç hatırlamıyorum.bazı mektuplarını tekrar tekrar okuduğum bir kitaptır.severim mektup okumayı.aslında çok güzel mektuplar var bu kitapta,ama mim gereği açtım 55.sayfayı ve işte aşağıdaki mektup vardı.


"24 Ağustos 1972

Sevgili,

Yazın soluğu kesildi. Hapishanemiz eskisi gibi sıcak olmuyor. Eylülle birlikte, güz aylarının o insanın içine işleyen solgunluğu başlayacak.Sonra kış, ilkbahar, yaz ve güz.

Dünyayı değiştiren, yenileyen her gün, bizim payımıza düşenleri de usul usul biriktiriyor. Geleceğin eylülleri, ekimleri nasıl olacak?Sıradan bir çarşambası,cuması?

Daha iyi olacak Sevgili,çok daha iyi olacak.Oğlumuz güzel bir dünyada yaşayacak.Bizim sıkıntılarımız ve acılarımızı çekmeyecek.

Neyi özlüyorum biliyor musun Sevgili?

Oğlumla uçurtma uçurmayı;geniş,sonsuz bir kırda.Gelinciklerin, papatyaların bol olduğu bir akşamüstü kırında oğlumla.
Sen neredesin o zaman?Evde akşam sofrasını mı hazırlıyorsun,sık sık pencereden bakıp geciktiğimiz için söyleniyor musun yoksa?Oğlumla ne zaman çıksak hep gecikiyor muyuz böyle?Şikayetçi misin bu konuda?

Artık geç kalmayacağız Sevgili, hiç geç kalmayacağız. Bir daha uçurtma uçurmaya gidersek seni de götüreceğiz.

Hepinizi öperim."

evet bu mimi üç kişiye göndermem gerekiyor. kimler yazmadı bilmiyorum,bloglarına mesaj olarak da bırakmayacağım,o yüzden

eğer okuyorsanız ve bu görevi kabul ederseniz o güzel kütüphanesinden hangi kitabın çıkacağını merak ettiğim 7.oda, belki şansımıza caponca bir kitap ya da go eğitim kitabı çıkar diye frambuazlı ruh pastası ve belki bir uykusuz cildi çeker de bir uğur gürsoy karikatürünü kutukafaya uyarlar diye oip mimi cevaplamak göreviniz.eğer bu görevi yerine getirirken olurda kimliğiniz açığa çıkarsa arkanızdayım sizi satmam.bu mesaj ilerleyen günlerde yazılacak postlarla gerilerde kalacağı için bir iki gün içinde okundu okundu sonrası bu mim ömrünü burda tamamlar.

lütfen bu yazıyı okuyor olun.lütfeeeeen!!!mimin kuralına uyup haber vermedim.korkuyorum.blog dünyasının mimci başısı kim ki?beni cezalandırmasın?

4 yorum:

  1. mimimi aldım gidiyorum, en kısa zamanda yazıp dönüyorum :)

    YanıtlaSil
  2. mimimi (boyle deyince cok komik oluyormuş:P) aldim, aksam gorev yerime gidince yzacagim. artik turkce-caponca, bahtınızda hangisi varsa:)

    YanıtlaSil
  3. Harika,ellerine sağlık.Biliyormusun benim de eşimle evlenmeden önce ben daha okurken o da uzak bir şehirde çalışıyor iken benim ona onun bana yazdığı mektuplar var.Çok değerli hazine benim için.Evlendikten sonra bir araya getirdik onları.Şimdi özel bir kutuda zaman zaman çıkarılıp okunuyor aşklar tazeleniyor.(Tabii benim tarafımdan) O o zamanlar romantikti.Şimdi ne düşünüyor bilemiyeceğim.Herkesin mektubu olmalı aslında .İlle de aşk mektubu olmasada olur.Anneye arkadaşa vs yazılmış yada gönderilmiş.Ellerine sağlık.Yılmaz Güney'in duyguları da çok hoş.O yazıya dökmüş,Nazım şiire.Ellerinden özgürlükleri alınsa bile beyinlerinden alınamıyor özgürlük.Bu da çok felsefi bir taraf.Fikirleri uğruna birileri tarafından bedensel özgürlükleri alınmış insanlar ne bedeller ödemişler, ilkeleri uğruna.Helal olsun.Nurlar içinde yatsın...

    YanıtlaSil
  4. veee.. hiç bir mim yerde bırakılmaz :))

    http://yedincioda.blogspot.com/2012/05/milenaya-mektuplar-55.html

    YanıtlaSil