8 Aralık 2010 Çarşamba

hemen yap!


döne döne uyumak iyi birşey değil aslında.çünkü her dönüşünüzde uyanıyorsunuz. ne demek istediğimi hamileler çok iyi anlar. e benim göbek de hamile bir bayandan aşağı kalır değil. o yüzden dönmek bazen işkence olabiliyor. hele ki değişklik olsun diye eşimle yatakta yerimizi değiştirdikten sonra gece uykuları dönüp durmakla geçiyor. dün gece rüyamda yere düşmüşüm bacağımın üzerinde bir ağırlık, bacağımı çekmeye çalışıyorum çekemiyorum. yoğun uğraş harcamama rağmen bir türlü bacağımı kurtarıp kalkamadım yerden, sonra bir uyandım ki dönmeye çalışıyorum, ama dönemiyorum çünkü sağ bacağımın üzerine eşim bacağını atmış ve ben bacağımı kurtarıp sol tarafa dönemiyorum.neyse zor da olsa kurtardım bacağımı da uyumaya devam ettim.


bugün bir arkadaşım halimi hatırımı sordu.o da eşinden, eşinin ilgisizliğinden yana dertli. yazışırken aşağıdakileri yazdım ona, buraya da ekleyeyim de güne not olarak kalsın.


"en kötüsü,nasılsa anlamayacak diye konuşmamak.şimdi yazacaklarımı kendimden biliyorum da ahkam kesiyorum.küçük bir örnek,pazartesi akşamı CV’le ilgili gayet detaylı bir açıklama yapıyorum,hayır öyle değil diye benimle iddialaşıyor.defalarca gayet sakin açıklamama rağmen anlamamakta direniyor. sonra ben anlatmaktan yorulup sinirleniyorum.özel hayatla ilgili de aynı şeyi yaşıyoruz.ben nasılsa anlamayacak diyip içimden konuşuyorum.sonra o iç konuşmalar bir süre sonra bende söylenmeye dönüşüyor,o söylenmeler öfkeye,sonunda da her yaptığı gözüne batan,iğreti bir adama dönüşüyor gözümde.hani nefes alıp verişine,yemek yiyişine,evin içindeki dolaşmasına bile sinir oluyorum.çünkü ufacık şeyleri bile zamanında konuşamadığınız için birikip devleşiyor.iletişimsizlik en önemli problemimiz.bazen karşımdaki duvara anlatsam anlayacak gibi geliyor,ama o beni hiç anlamıyor.hatta bir ara yok bende bir sorun var,ben kendimi ifade edemiyorum diye düşünüyordum.psikoloğum ben leb demeden leblebiyi anlıyor.tamam onun işi bu,ama ben de kendimi iyi ifade ediyor olmalıyım ki adam beni anlıyor diye düşünüyorum.yani sorun galiba kocalarımızın kafasındaki önyargıları aşamamamız.ben suç tamamen onlarda demiyorum,ama dışarıdan bakan işin ehli bir göz hatalarımızı görüp söylerse belki onu dinlerler,çünkü bize karşı tamamen kapalılar ve anlamamakta direniyorlar. daha dün akşam boşanmaya karar verip,sabah vazgeçtim.ben akşam orda bir çaba çift kişilik yorgana çarşaf geçirmeye çalışıyorum,sesleniyorum duymuyor.bir baktım gece 11’de yemek yiyor.sonra da bağırınca, bağırıp durma diye bana bağırıyor. ben mi çok şey bekliyorum bilmiyorum.tek bildiğim yoğun bir iletişim problemimiz olduğu.ev işleriyle ilgili ben artık birlikte yaparızı dile bile getirmiyorum.çünkü yapmıyor.önümde iki seçenek var ya ev işi ya çocuğumla, kendimle geçireceğim vakit.ben uzun zamandır ikinciyi seçiyorum.hatta dün akşam yorganları çok zor buldum.çünkü kadın kaldırmıştı,hangi hurcun içine koyduğunu bilmediğimden hepsini indirdim.yani ben de evi otel olarak kullanıyorum.bir de yemek-bulaşık derdi olmasa tam olacak. kocası ev işlerinde yardımcı olan,çocukla ilgilenen kadınların da başka dertleri vardır diyerek kendimi avutuyorum.kimsenin evliliği mükemmel değil,sadece bazıları öyleymiş gibi davranıyor."


evet dün akşam yine sıkıntılı bir akşamdı,ama öfleyip püflemedim bu sabah.tamam dün akşam bir kaç çikolatalı kurabiye yemiş olabilirim, ama kendime verdiğim zararın hepsi bu. dün akşamdan beri beynimde dönen düşünce:bazı şeyleri zamanında yapmayıp sürekli ertelediğimiz için şimdi sıkılıyoruz.


eşim iki gündür kariyer.net'ten özgeçmiş oluşturmaya çalışıyor,bense onun bilgisayarı bu kadar zor algılamasına ve bir cv'yi iki gündür hazırlayamamasına,yazarken kurduğu düşük cümlelere ve yaptığı tapaj hatalarına şaşıp kalıyorum. anladım ki her çalışanın mutlaka hazır bir cv'si olmalı.şu iş bir bitsin ben de kendime bir cv yazacağım.bir de ingilizce cv yazalım dedik,ama ben de ingilizce'yi çok unutmuşum.bir türlü kelimeleri toparlayıp cümle kuramadım.kızdım kendime.ruhsal gelişimim için uğraşıp dururken işle ilgili konularda kendime yatırım yapmadığım için kızdım.geçen haftalarda ben işimden ayrılmaya karar verip sonra 15 yılımı doldurunca emekli olabilme ihtimalini duyup 5 yıl daha sabretme kararı almıştım.ama dün öğrendim ki emekliliğe hak kazanabilmek için toplam 20 yıl çalışmam gerekiyormuş. o yüzden 1-2 yıl içerisinde kendimle ilgili gerekli yatırımları yapıp burdan ayrılmam gerek.çünkü artık gelişimime hiç bir katkı sağlamayan bir işte üç kuruş paraya sırf firma sağlam ve iş güvencesi var diye çalışmak istemiyorum. koca bey bir işe girer girmez hemen kendim üzerinde çalışmaya başlamalıyım.ilk olarak da kilo vermeliyim.çünkü biliyorum dünya ye kürküm ye dünyası ve dış görünüş maalesef çok önemli. bir de ingilizce meselesi çok canımı sıktı, bir cv bile yazamadım. iyice unutmuşum.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder