5 Ekim 2010 Salı

godot'yu beklerken


gözümde bir seyirme, birdenbire gelip alnımın ortasına yerleşen bir başağrısı.bu gidişle yaşlandığımda huysuz,nemrut bir kadın olacağım.oysa ki hayalim pamuk nine olmaktı. hayata karşı bir memnuniyetsizlik,bir isyan var içimde.hiç birşey keyif vermiyor.birazcık keyif almak umuduyla yaptığım lüzumsuz kitap,dergi,kalem,defter alışverişleri bile sıkıntımı geçirmiyor.hatta bir süredir serotonin eksikliği çektiğime ciddi ciddi inanıp antidepresan falan almayı düşünüyorum. hani o meşhur beni zayıf gösterdiğine inandığım siyah pantalonum neredeyse patlayacak,içinde nefes alamıyorum.dün yediklerime dikkat etme kararı almıştım,ama akşam saat 10 gibi karnım acıktı ve kendime kocaman bir sandviç yapıp yedim,üzerine de bir dilim nutellalı ekmek ve bir tabak çekirdekle cila yaptım.yediklerinden keyif aldın mı dersen, hayır.zaten öyle yavaş yavaş keyif almak için yemiyorum.hırslı hırslı, kıtlıktan çıkmış gibi, birşeyden intikam alıyormuş gibi. bu bir kısır döngü, ben niye kendimi sevemiyorum. niye kendimi bu kadar mükemmel görmek istiyorum.aynaya baktığımda gördüğüm hiç bir şey bilmeyen, bir işe yaramayan,cahil,şişko,çirkin bir kadın.bunu bana söyleyen ya da ima eden hiç kimse ve hiç birşey yok.nedir peki içimdeki bu ses. yoğun bir yetersizlik duygusu yaşıyorum. kendinden memnun değilsen hayatta hiç birşey seni mutlu edemez.insanın en büyük düşmanı yine kendisi. kafamın içinde rabarbaların biri sussa diğeri konuşuyor.bu cümleleri belki daha once defalarca kurdum,defalarca onlarla savaşmayı denedim,ama en zor savaş insanın kendine karşı verdiği.ben kendimle neden barışamıyorum tanrım. sanki durup dururken birşey olacak ve tüm hayatım değişecek diye bekliyorum.bir amacım,beni motive eden hiçbir şey yok.günleri bugün de yaşansın bitsin diyerek yaşıyorum.beklediğimin ne olduğunu da bilmiyorum.birşey var beklediğim,,bazen beklemekten sıkılıp öfke nöbetleri geçirdiğim.

5 yorum:

  1. canım kendine kafanı dağıtacak minik bir hobi edinsen.bilemiyorum...
    godot u beklerken i ben de çok severek okumuştum.

    YanıtlaSil
  2. Uçmuşsun yine Huysuz Virjin:))
    Sonbahar geldi diye mi böyle oldun? İnsan her dakika kendinden memnun olamıyor güzelim be, bu da gelip geçici birşeydir. Ayrıca kendine niye haksızlık ediyorsun ki, sen mi cahilsin? Şu yazdıklarını okuyan biri bu nitelemene güler. Şişko musun? Bence değilsin ama olsan ne yazar, Türk kadınlarının yarısından çoğu şişman ve bunu bir suçmuş gibi gösteren yine kadınlar. Ayrıca çirkin falan da değilsin, abartıp durma yahu seni duyan da Notre Dame'ın Kamburu sanacak. Ayrıca hiç kimsenin işine yaramasan bile oğluşun işine yarıyorsun ki bu da sana yeter. Üff gelip bir güzel döveceğim seni işte o zaman motive olacaksın.
    Haydi, silkelen ve hayata güzel bakmaya çalış, bak seni seven bir sürü blogger arkadaşın var:))
    (Hem bekleyip durma Godot diye biri yok:)))

    YanıtlaSil
  3. DUYURU
    Bloglardan Seçmeler 24 Kasın 2010 günü ÖĞRETMENLER GÜNÜ özel sayısı olarak yayınlanacaktır.

    Katkı sağlamak isteyenler, öğretmenlerimizle ilgili her türlü yazı ya da başka çalışmalarını
    29 Ekim 2010 gününe kadar Bloglardan Seçmeler'e gönderebilirler.

    İlgi göstereceğinizi umuyorum.

    Sevgi ve saygılarımla

    Sabahattin Gencal

    YanıtlaSil
  4. nihan'cım haklısın belki de,ama aklıma kitap okumak dışında kendimi oyalayacak pek birşey gelmiyor.senin gibi yetenekli değilim ki birşeyler çizeyim,el becerim de hiç yoktur.bazen oğluşun boyama kitaplarını boyuyorum işte hepsi o.

    YanıtlaSil
  5. leylak ablam bugün daha iyiceyim.huysuzum ben yaaa haklısın... :)) benim kızdığım kendimdeki bu kendimi delice eleştiren ses.sus diyorum susmuyor.

    YanıtlaSil