birini veya birşeyi seviyorsan herşeyiyle bir bütün olarak sevmelisin diyor içimdeki ses ve kendime bile itiraf edemiyorum bazen.ya da eleştirdiğimde korkuyorum,acaba artık sevmiyor muyum diye?birini ya da birşeyi bir bütün olarak sevmek mümkün mü?mesela diyorum ki orhan pamuk benim en sevdiğim yazar.peki niye o zaman yeni hayat’ı ve masumiyet müzesini okuyamadan yarım bıraktım,sıkıldım. insan en sevdiği yazarın kitabından sıkılır ve adeta ona ihanet edercesine yarım bırakır mı?bazı insanlar suçluluk duygusuyla doğar diyor yeni kitabında en sevdiğim yazar.kendini ve duygularını çırılçıplak anlatmış sanki.henüz ilk 80 sayfasını okusam da pişmanlık,suçluluk,farklılık hissettiği en yoğun duygular gibi. gördüğü bir rüyayı yorumlamış,rüyalar bilinçaltımızın yansımaları , rüyalarımızın bizde bıraktığı duyguları hatırlarız çoğu zaman demiş.rüyalarımın bende bıraktığı en yoğun duygu suçluluk olur tıpkı onun gibi.ben de işte kitabında bahsettiği dünyaya suçluluk duygusuyla gelenlerdenim.bitip tükenmeyen,bir fare gibi içimi kemiren suçluluk duygusu.bir an mutlu olduysam suçluluk duyarım,mutlu olamayanlar adına.gezmeye gitmişsem suçluluk duyarım,evde kalanlar adına.güzel bir yemek yediysem suçluluk duyarım yiyemeyenler adına.bu suçluluk duygusuyla mı doğdum gerçekten,yoksa çocukluğumda içime mi işledi bu duygu,işte merak ettiğim bu.eğer yazarın dediği gibi bu duyguyla doğduysam yapılacak birşey yok.ama eğer çocukluğumda sürekli bu duyguya yönlendirildiysem suyun akış yönünü değiştirerek yeni bir yol yaratmak için çaba harcayabilirim.zihnimdeki nasıl bir yazılımdır,nasıl yerleşmiş bir fikirdir?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder