13 Ekim 2009 Salı

ben niye bu kadar tembelim?


hedeflere ulaşmak için bir yol haritası çizmek gerekiyor.işte benim temel sorunum bu yol haritasını çizmek ve buna uymak.ben çok tembelim.her akşam yatmadan once sabah erken kalkıp spor yapacağım diyorum.ama koala gibi uyumaya devam ediyorum.evet ya ,ben bir koalayım.miskinlikte son nokta.acaba taktik mi değiştirsem.mesela,sabah erken kalksam da hiç birşey yapmadan tv izlesem.vücut erken kalkmaya alışana kadar ilk 21 gün böyle mi yapsam.hani kişisel gelişememe kitaplarının klasik iddiası vardır,birşeyi 21 gün sürekli yaparsanız alışkanlık haline gelirmiş.bir de böyle denesem.erken kalkıp hiç bir şey yapmadan bünyeyi erken kalkmaya alıştırsam.hadi bakalım gazamız mübarek olsun.her akşam uyku perisine diyorum.şu uyku tozunu az serp üzerime sabahları kalkamıyorum.ama elinin ayarı yok periciğin,üzerime boca ediyor sanki.


dün akşam eve gidince tembel tembel uzanıp tv izlemedim.kilerimin içini düzenledim.oğluşum da bana yardım etti.makarnaları,kuru gıdaları bir güzel istifledim.bozulan reçellerimi döktüm.benim kilo problemim olunca evde de benden başka reçel yiyen olmayınca kayısı reçelleri 5 yıldır dolap bekliyordu.açıkçası bozulacaklarını hiç düşünmemiştim,ama bozuluyormuş.bu arada buzdolabım dün bir ilk daha yaşadı.içinde her türlü gıdanın küfünü gören dolabım sonunda kabak tatlısının da küfünü gördü.geçen hafta kayınvalidem yapmış.ama hiç birşeye benzememiş.bir parça yedim sonra da beğenmediğimi söyleyip belki oğlu yemeye devam eder diye dolaba koydum.o da birşey söylemedi ama demek ki beğenmemiş. kabak tatlısı yenmeden dolapta küflendi gitti.acaba diyorum yüreğimin küflenmesi de buzdolabında küflendirdiğim yiyeceklerden dolayı mı?hafta içi evde yemek yenmeyince alınanların küflenmesi normal.akşam yemeklerini kayınvalide de yemek hem iyi hem de kötü.sıcak bir çorba kaynamayan ev bir türlü yuva olamıyor.ama bir taraftan da işten yorgun argın gelip bir taraftan da yemek hazırlama telaşıyla uğraşmıyorsun.ama bana kalsa evimde yemek isterim.ama kocaya zor geliyor.e tabi ben yemek hazırlamakla uğraşırken o çocukla ilgilenecek.neyse konuyu kapatayım.konuşup canımı sıkmayayım.


bugün akşam elif şafak’ın siyah süt kitabına başlamayı planlıyorum.bakalım planımı gerçekleştirebilecek miyim.ben de okuduğum kitapların bendeki izlerini yazmak istiyorum aslında.mesela bu aralar krishnamurti’nin bunu düşün isimli kitabını okuyorum.soru cevap şeklinde yazılmış güzel bir kitap.pek çok yerinin altını çiziyorum.krishnamurti’nin görüşlerini ilk kez okuyorum.bazılarına katılmasam da ana fikir olarak beğendim.korkulardan arınırsak özgürleşeceğimizi söylüyor.benim en büyük korkumun da sevilmemek ve onaylanmamak olduğunu düşündüm.bu yüzden yapmak isteyip de yapmadığım bir sürü şey var.sevdiğim insanlar beni onaylamaz diye.


geçen gün de hayatın amacıyla ilgili bir test yapmıştım.doğum tarihimizdeki sayıları toplayarak yaşam sayımızı buluyoruz.benimki 5.diyor ki “disiplinli bir yaşamla özgürlüğün kapısını açacaksın”.çok haklı.hayatımı bir disipline soksam sanki herşey yoluna girecek gibi geliyor.evlendiğimden beri bir keşmekeşlik gidiyor.


okumak isteyip aldığım ve kütüphanede bekleyen bir kitabım daha var.o kadar kalınki okumaya başlamak için geniş bir zamana ihtiyacım olacağını düşünüyorum.”atlas silkindi” okuyan var mı?yorumlar çok güzeldi.ama kitap gelince açıkçası biraz gözüm korktu.çünkü bir kitap elimde haftalarca sürününce moralim bozuluyor.hevesim kaçıyor.ama en kısa zamanda başlayacağım.oğluşu erken uyumaya bir alıştırsam hiç sorun yok.10’dan sonra zaman benim :) şeker oğlum benim.

1 yorum:

  1. onaylanmama korkusunu aşmak için, önce sen kendini onaylamalısın.
    başardıkların ve başaramadıklarınla, yapmak istediklerinle ve istemediklerinle, olduğun kadın olmadığın kadın olarak... kısaca sen olarak, kendini sev ve onayla. kendin olmaktan mutlu olduğunda, çevrendekilerin onayına ihtiyaç bile duymayacaksın.
    selamlar...

    YanıtlaSil