13 Nisan 2011 Çarşamba

şarkını söylediğin zaman



şimdi biz neyiz biliyor musun

akıp giden zamana göz kırpan yorgun yıldızlar gibiyiz

birbirine uzanamayan

boşlukta iki yalnız yıldız gibi

acı çekiyor ve kendimize gömülüyoruz

bir zaman sonra

batık bir aşktan geriye kalan iki enkaz olacağız yalnızca

kendi denizlerimizde sessiz sedasız boğulacağız

ne kalacak bizden

bir mektup, bir kart, birkaç satır ve benim şu kırık dökük şiirim

sessizce alacak yerini nesnelerin dünyasında

ne kalacak geriye savrulmuş günlerimizden

bizden diyorum, ikimizden

ne kalacak?

Murathan Mungan




ne kaldı deniz'le cihan'ın aşkından geriye. siyah bir defterle, kırmızı bir defter.



siyah defterde cihan'ın yaşadıklarını, aşkını, kalp kırıklarını okuduğumuz, kırmızı defterle deniz'in çalkantılı iç dünyasına girdiğimiz. cihan'ın yumuşacık aşkı, deniz'in hayatta varolmaya ilişkin kendini yok eden tutkusu. bu iki genç insanın masmavi yaşanacak aşkını saran ateşten bir gömlek, bir ihtilal. ölen, işkence gören, bedeni, yüreği yaralanan yüzlerce genç insan. hırpalanan bir toplum.



ve ayşe...yıllardır beklediği aşkı hiç beklemediği bir anda bulan güzel sesli bir kadın. kendi şarkısını söylemekten korkmayan cesur bir kadın.



şarkını söylediğin zaman inci aral'ın okuduğum ilk kitabı, ama kesinlikle son olmayacak. anlatımını, içtenliğini, karakterlerini çok sevdim. belki daha genç yaşımda okusam böyle ısınamazdım diyerek bu kadar geç tanışmış olmamın verdiği sıkıntıyı hafifletmeye çalışıyorum. sırada ölü erkek kuşlar var. geçen yıl aldığım, ama okumaktan, okuyup da içinde kendimi bulmaktan korktuğum bir kitap.



evet şarkını söylediğin zaman dün bitti, artık sahnede murathan mungan ve şairin romanı var.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder