Daralma
Sokaklar gökyüzü insin diyedir aşağı
Sokaklar gökyüzü insin diyedir aşağı
Çocuklar oynasın diye
Sokaklar pencereler baksın diyedir birbirine
Dertleşsin diye
Önce yüzüyle eskir evler
Yavaş yavaş kaybeder beden ısısını
Sesi yetmez olur da odalara
Bahçelere zor atar kendini
Suskunlaşır kapılar, pencereler uykulu
Dört duvarın sohbetidir oda
Evler hâlâ konar göçer çadırı çoğumuzun
Ölümü büyüttüğümüz ipek kozalar
Öyle daralttık ki içimizi
Bir saksılık toprağa yer yok
Herkesin kendini gösteriyor pusulası
Ağaç kendi göğünü biliyor sadece
Ve tüm yolculukların sonunda
Oteller kolayca terkedilir de
peki ya evler...
Gonca Özmen / Çıkın Dergisi Haziran 2001 sayısı
evin içi bomboş kalır birden. gideni uğurlarsın bir kalabalık ve koşuşturmacayla. sonra herkes evine gider, kalırsın bir başına. gidenin kalbimizdeki yeri daha bir dolar da evde boşalan yeri, ilk günler anlamazsın. sanki kısa bir yolculuğa çıkmış da geliverecekmiş gibi gelir. beklersin, ama gelmez. fotoğraflar sana yüzünü unutturmaz, ama bir süre sonra mimikleri yavaş yavaş aklından silinmeye başlar. kendini zorlarsın hatırlamak için. belki de onu olmadığı gibi hatırlarsın. en acısı da belki zihninin içinde ona ait sesi yitirmek. sesi nasıldı? bu durumda ne derdi diye düşünüp de sesini hatırlayamamak acıtır seni.
aslında kötü birşeyler olduğunu seziyordum. çünkü sosyal medyayı aktif olarak kullanan, tabiri yerindeyse cıvıltılarıyla hayatımıza renk katan oip'imin birkaç gündür sesi soluğu çıkmıyordu. tahmin ediyordum, ama konduramıyordum. bu yazıyı okuduğumdaysa gözyaşlarıma hakim olamadım. hıçkıra hıçkıra, katılarak ağladım.
Sizin Hiç Babanız Öldü mü?
Sizin hiç babanız öldü mü?
Benim bir kere öldü, kör oldum.
Yıkadılar, aldılar, götürdüler.
Babamdan ummazdım bunu kör oldum.
Siz hiç hamama gittiniz mi?
Ben gittim lambanın biri söndü
Gözümün biri söndü kör oldum.
Tepede bir gökyüzü vardı yuvarlak
Söylelemesine maviydi kör oldum
Taslara gelince hamam taslarına
Taslar pırıl pırıldı ayna gibiydi
Taslarda yüzümün yarısını gördüm
Bir şey gibiydi bir şey gibi kötü
Yüzümden ummazdım bunu kör oldum
Siz hiç sabunluyken ağladınız mı?
Cemal Süreya
Cemal Süreya
dünden beri çok ağladım. oip'i çok sevdiğimden mi, çağan'ın, bora'nın gözyaşlarını, şakınlıklarını düşündüğümden mi yoksa bugün abimin doğum günü olduğundan mı bu kadar etkinlendim bilemiyorum. çok üzgünüm.
canım benim... beni düşünen, anlayan, görmeden tanımadan sarıp sarmalayan canım arkadaşım.
YanıtlaSilkafam dağılsın diye işe gelmiş, boş boş bakınırken okudum yazdıklarını. oturup ağladım yine. zaten gözyaşlarım kirpiğimin ucunda hazır beklemede zaten, böylesine yüreğime dokunan satırlarla koyverdim gitti.
dediğin gibi:
"sanki kısa bir yolculuğa çıkmış da geliverecekmiş gibi gelir. beklersin, ama gelmez."
abinin doğum günü kutlu olsun..
çok öperim