4 Temmuz 2011 Pazartesi

bir öykü


yarım saatlik yürüme mesafesini 1 saatte ancak yürüyorsanız,

a-çok yorgunsunuzdur ve yavaş yürüyorsunuzdur.
b-yol üstündeki vitrinlere bakarak,dükkanlara girerek yürüyorsunuzdur.
c-yanınızda 6,5 yaşında çok meraklı ve durmadan yolun ortasından ortasından yürüyen bıdı bıdı bıdı hiç durmadan soru soran oğlunuz vardır.

yanıt c şıkkı. :))

cumartesi günü oğluşu satranç kursuna götürdüm, gideceğimiz yere bizim evden otobüs olmadığı için yürüyerek gittik, iyi ki evden erken çıkmışım benim bıdık sanki kordonda yürüyor, yarım saatlik yolu bir saatte zor gittik. o kurstayken ben de dışarda onu bekledim,kitabımı aldım ve bir saat kitap okudum. nüvit osmay'ın insan mühendisliği kitabına başladım. türkiye'de yazılmış belki de ilk kişisel gelişim kitabı. kitapta iki gün önce aldığım bir eğitimde verilen araştırmayı görünce anladım ki pek çok kişisel gelişim kitabı ve eğitimi bu kitabı referans alıyor. kurstan sonra hem bıdığımı eğlendirmek hem de itiraf ediyorum kitabıma deva etmek için burger king'e çevirdim istikameti.

karnımızı doyurduktan sonra bıdık oyun parkına zıpladı, ben de kitabıma daldım. tam bir iki satır okumuştum ki anneeeee, sesiyle kafamı kaldırım.bi gelseneee... efendim oğlum. oyun parkında 3 oğlan çocuğu 10 yaşlarında, anne söyler misin beni de oynatsınlar.tamam dedim,çocuklara söyledim.onlarda oyunlarına aldılar. yaklaşık 2 saat kan ter içinde kalarak oynadılar. sonra baktım benimki yine anneeee diyor. efendim dedim sakinliğimi koruyarak böyle durumlarda "ne var" diye çemkiren iç sesimi kontrol etmek zor oluyor. :))

-anneee beni oynatmıyorlar, bu oyunu 10 yaşındakiler oynayabilirmiş söyle beni de oynatsınlar.
-ama annecim siz iki saattir oynuyorsunuz artık arkadaş oldunuz,seni oynatmalarını kendin söyle.
-hayır ben söyleyemem.
-e söyleyemezsen oynayamazsın o zaman.

ısrarları devam etti, ama söylemedim.ağlamaya başladı ve masaya geldi.çocuklar da gitti,benim bıdık 10 dk kadar ağladı.hiç sesimi çıkarmadım ve ilgilenmedim.sonra kalkıp otobüs durağına gittik. bana küsmüş, ben de çocuklara gidip beni de oynatırmısınız diyemediğin için sana küstüm dedim ve küsüşük durumda birbirimize sırtımızı dönüp otobüs beklemeye başladık. iki dakika sonra yanıma geldi,ağzında geveleyerek birşeyler söyledi, anlamadığımı ve tekrar etmesini söyledim, barışmak istiyormuş. sarılıp barıştık. bir küsüşmemiz daha böylece tatlıya bağlanmış oldu.

dün de d&r'dan yukardaki güzel şeyleri aldım.

2 yorum:

  1. kıyamam tatlı bıdığım,evet minikler büyüklerle bunu yaşayabiliyorlar,bu arada yorum yazabiliyorum sana artık:))virginia wollf u çok severim,iyi okumalar canım..

    YanıtlaSil
  2. bizim de küsüşlerimiz böyle börkaç dakikalık oluyor :)çok tatlılar değil mi :)
    aldığın kitaplardan "siyah" ı merak ettim :)

    YanıtlaSil