25 Temmuz 2011 Pazartesi

ölü canlar



ne istemediğini bilmek neyi istediğini bilmenin bir yolu mudur? hani dostoyevski’nin dediği gibi, mutsuz değilsem mutlu muyum gerçekten?


ne istemediğimi biliyorum, ama ne istediğim belirgin, somut değil.yani mutsuz değilsem bile mutlu da değilim. hani öylesine ortada, arafta gibiyim.


sabah kalkıp işe geliyorum, önümdeki işleri, kendimden pek bir şey katmadan, yapmam gerektiği şekilde yapıyorum.günlük haberlerden konuşuyoruz sonra, futboldaki şike haberlerine kulak misafiri oluyorum, anlamsız gözlerle bakıyorum. her gün bir yenisi gelen şehit haberlerine yüreğim dağlanıyor. dün akşam saatlerinde keyifle açtığım pazar gazetesinde norveç’teki 85 genci öldüren adamın fotoğrafını görüyorum, yine anlamıyorum. haberin detaylarını okuyorum, bir insan başka insanlardan nasıl böyle nefret eder ve hiç tanımadığı, kendisine hiç kötülük yapmamış, gencecik insanları ne uğruna öldürür,nasıl böyle nefretle dolar diye düşünüyorum. bir sonraki sayfayı çeviriyorum. amy’nin ölüm haberini okuyorum, inanamıyorum, tekrar okuyorum. insan bu kadar yetenekliyken, güzelken, bunca insan tarafından seviliyorken, hayata dair yapabileceği bu kadar şey varken nasıl böylesine umutsuz ve mutsuz olur, mutluluğu uyuşturucu ve alkolde arar ve kendini öldürür anlayamıyorum.


çevremde olup biten herşey anlamsız, hayat yaşamaya değer gelmiyor bu günlerde gözüme. iyi şeylere olan inancımı ve umudumu yitirdim.


ne istiyorum, ne bekliyorum ben hayattan?

1 yorum:

  1. Neyi istemediğimi bilip, ne istediğimi bilmediğim çok olur benimde. İlginç bir durumdur.

    Ama her şeye rağmen yaşamaya değer. Sonuçta hayatın anlamı; bizim ona yüklediğimiz anlamla alakalı.

    Umarım belirsizlikten kurtuluruz cümleten :)

    YanıtlaSil