incindim, incitildim derinden
terkettim kendimi
tesadüfen karşılaştım içimde
kendimle yeniden
bir minicik kız çocuğu bak
duruyor orada hâlâ
anlatamam gördüklerimi
o neşeli çocuğa
artık beni asla yaralayamaz
hayat eğer istemezsem
yıllar beni kolay yakalayamaz
ben durup beklemezsem
siz yine de incelikli davranın
benim kadar değilse de
ben bu yüzden, incelikler yüzünden
belki daha çok üzüldüm
Bazen diyorum ki ruhum da bedenim gibi kalın olsa bu kadar çok incinmezdim. :)))
Canım çooook fena bisküvi çekiyor, ama Buda Size Yemeğe Gelse (Hale Sofıa Schatz)'yi yeni bitirmişken kendime böyle birşey yapmamalıyım değil mi?
Son iki hafta içinde üç kitap okudum. Evde İnsanın Anlam Arayışı'nı okuyordum. İzinden döndüğüm gün masamda bir kargo paketi gördüm, zaten çok kötü bir psikolojiyle girmiştim ofise kargoyu açıp içindeki güzel kitapları görünce koyuverdim gözyaşlarımı. Hayal Kahvem telepatik olduğuma inandığım insanlardan biri. Kargonun içinden üç güzel kitap çıktı.Hemen Ece Temelkuran'ın İçeriden kitabını okumaya başladım kitap "Büyük Firar" yazısıyla başlıyordu. Geçen haftaki yoğun duygularıma merhem oldu kitap ve artık başucu kitabım. Kitaptan beni çok iyi anlattığına inandığım bir bölüm:
"Bu hayatta kadınlarla ilgili en derinden kahrolduğum bir mesele varsa o da budur: Kadınların kendilerini yavaş yavaş yok etmeleri. Gelenekten, mecburiyetten veya genellikle olduğu üzere bir erkekten dolayı kendi ışıklarını söndüren kadınlardır. Orada müthiş bir trajedi var, müthiş bir haksızlık.
Kanıtlanamayacak bir cinayet sanki, ağır ağır işlenen…
12 yaşındayken içlerinde koşmaya başlayan o vahşi atı hemen nasıl da yakalıyorlar? Nasıl korkup dizginliyorlar? Ya da tam olarak nedir bu cinayetin sebebi?
Haklılar bu cinayeti işlemekte ya da işletmekte kadına kendi kendine. Çünkü eğer kadınların ışıkları sönmezse müthiş olabilirler. Müthiş. Dünyayı ele geçirebilirler. Hakikaten!
Keşke sevmeye ve sevilmeye bu kadar ihtiyacımız olmasa, o ihtiyaç bizi uysal, evcil atlara dönüştürmese…
Ece Temelkuran"
İçeriden bitince uzun yıllardır başlayıp başlayıp 10-15 sayfa okuyup bıraktığım Buda Size Yemeğe Gelse kitabına başladım ve vücudumuzun ritmine göre beslenmemizi salık veren bu kitabı da 3 günde okuyup bitirdim.
İnsanın Anlam Arayışı ise Victor E.Frankl'in İkinci Dünya Savaşı sırasında bir toplama kampında yaşadıkları eşliğinde hayatın amacı ve anlamı nedir sorularına verdiği çok basit ve şaşırtıcı yanıta ilişkin bir kitap.
Bir uğrayıp kaçayım dedim, hayatımın "tıp" dönemindeyim. O yüzden kısacık yazıp gidiyorum. İçimdeki kız çocuğuyla sohbet etmekteyim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder