bu aralar çok sık rüya görür oldum. geceleri uyur uyanıklık arası bir süreç yaşadığım için olsa gerek. sıcaklar beni bitirdi, bir de üstüne sabah işe gidecekleri düşünmeden sahura kadar balkonlarda çay içip okey oynayan mahalleli ile tam onlar yattıktan ve sokaklar çay kaşığı şıkırtısı, okey taşı gürültüsü ve çocuk ağlamasından arınmışken sahneye çıkan; makam yoksunu, kafama tokmakla vurur gibi davul çalan, ancak ne hikmetse para toplamaya geldiğinde makamlıca davul çalıp, maniler okuyan riyakar ve bu ülkedeki pek çok kişi gibi işinin hakkını vermeyen, aldığı parayı haketmeyen ramazan davulcusu eklenince benim uyku yalan oluyor.
aradada görülen ama sabah az bir kısmı hatırlanan hummalı rüyalar. geçen gece rüyamda masadaki kakaolu kurabiyelerin mis kokusunu içime çekip çekip tam yemeye karar verip bir tanesini ağzıma attım, o güzel yumuşacık kurabiye ağzımda dağılıp, tüm rahiyasını ağzıma bırakırken birden bir kadın kahkahasıyla uyandım.burnumda hala o güzel koku, damağımda o baştan çıkaran tat varken dudaklarımda bir gülümseme belirmişti ki davulcu tokmağını kafama kafam indirip beni tekrar gerçek dünyayla buluşturdu. kendisinden o kadar bezdim ki bir gece balkondan çıkıp kardeşim ya şu davulu adam gibi çal ya da yapma bu işi diye bağırmak geçiyor içimden. bu fikrimi evdekilere de söyledim şakayla karışık. dün akşam yemek hazırlarken kayınpederim usulca yanaşıp "aman kızım sakın davulcuya falan birşey deme,bak malatya'da olanlara." dedi. işte bu ülke bu hale geldi.
kimse düşüncelerini özgürce söyleyemez, eğer onlardan değilsen, onlar gibi düşünmüyorsan konuşma, eleştirme hakkın yok. eleştirirsen evin taşlanır, yakılır. yanlışlıkları görüp,dile getirmezsek nasıl düzelecek? "salla başı, al maaşı" gibi özlü sözleriyle ünlü canııım ülkem nasıl kalkınacak? kabahatin çoğu senin be canım kardeşim der, sürçü lisan ettiysem affola deyip sahneden ayrılırım. nasılsa hepimizden ülkede oynanan gölge oyununun kahramanı olmamız isteniyor.
Kara Kitap, ramazan ayına sabır ayı deniyor ya, herşeye mi sabır ayı acaba diye düşünüyorum. Kimi gün boyu yemek yememekle imtihanda olabilir, kimi de gece tadında davul çalamayan bir davulcuya sabredebildiği için belki. Ama büyükannem hep şunu söylerdi. "Aç, susuz kalmak değil büyük marifet. Marifet öfkeyi yenebilmek. Memnuniyetsizliğini uslübuyla muhatabına iletmek."
YanıtlaSilOlabilir mi?
ben de öyle yapmayı planlamıştım zaten,davulcudan davulunu güzel çalmasını rica edecektim.ama iki gün önce iftar saati bahşiş için dolaştı, bahşişini aldı.iki gecedir davulcu gelmiyor. işte ben buna kızıyorum.
SilEn kötüsü de bu ya; oto sansür!
YanıtlaSil