21 Aralık 2011 Çarşamba

mesela!!!




sabah sabah geldim yine bu lanet olası işyerine. minnacık hayatların kendini pek orijinal sanan insanları, pek zekice sandıkları konuşmalarıyla iyice sündürüyorlar günü. birden kalkıp "baltalı ilah" tarzında saldırasım var üstlerine. telefonun ahizesini ısırıp, dosyaları kolumla masadan şööylemesine sıyırıp çıkıp masanın üstüne şakkıdı şukkudu oynamak geliyor içimden. şimdi şuracıkta aniden ve büsbütün delirip olayı toptan koparasım var.


nasıl da normal bir kişiymiş numarası yapıyorum. ben aslında işlerden değil de bu "normal" insan kılığında dolaşma mecburiyetinden ötürü yoruluyorum.



karar verdim, bugün ben bütün sorulara "mavi" diye cevap vereceğim:

-bu etek nasıl durmuş sence?

-mavi!

-müdür bana bu sabah günaydın dedi, sence neden?

-mavi!

-hayırdır, neyin var?

-mavi!


tıpkı cenab şehabeddin'in oğlu gibi. hayatı boyunca sadece sigara içip ne sorulsa "fasulye" demiş adam, başka da bir şey dememiş. herhalde "ben size bulaşmıyorum siz de bana bulaşmayın" manasında. sonra hastanede serum takmaya kalkmışlar koluna, daha çok yaşasın diye. ilk kez o zaman konuşmuş:

"ben bir daha bu hayatı yaşayacaksam yaşamk istemiyorum!"


"fasulye"den anlamayanlar için bazen ayrıca açıklama yapmak gerekebiliyor tabii...


esasında benim bugün faturaları değişik modellerde kağıt uçak yapasım var. doğalgaz faturasından savaş uçağı, su faturasından boing 721. kayınvalidemlerin kapısının önünden geçerken "sen kimseyi sevemezsiiiin, sevmeyeceksiiin" şarkısını söylemek istiyorum. otobüste görüp yaşamını merak ettiğim kadını takip edip nerede ve nasıl yaşadığını öğrenmek, birden kapısını çalıp, bugün akşam yemekte ne var demek, yemekten sonra çaylarımızı yudumlarken artık patateslerin de eski tadı kalmadı diye sohbet etmek, aynı saç rengi ve aynı makyajlı, aynı ifadeli genç kızların niye birbirlerine benzemeye çalıştıklarını yolda onları durdurup sormak ve komik göründüğünüzün farkında mısınız diye haykırmak istiyorum. dolmuşta, otobüste, önümde oturan kadının parlak, canlı ve sağlıklı saçlarına hasetle dokunmak ve hatta saçını çekmek istiyorum. işimin tam ortasında çok sıkıldım diyip hop diye masamdan kalkıp 10-15 kez ip atlayasım var.


bugün benim, oğlumun aklına tuhaf fikirler sokasım var. iyi bir çocuk olursan gerçekten ormanda şirinleri görebilirsin. televizyonun içinde gerçekten küçük adamlar var. diş perisi, noel baba, iyilik perisi, cüceler hepsi gerçekten var. senin annen bir melek yavrum diyesim var.

ne sanıyorum ki! sonunda biri gelecek "çok tebrik ediyoruz sizi! bugüne kadar canınızın istediklerini değil, yapmanız gerekenleri yaptınız. bu sebepten sizi şimdi ödüllendiriyor ve harcanmış zamanlarınızı geri veriyoruz!" mu diyecek?

tam şu anda, ben tam da canımın istediği hayata başlasam. masamdaki dosyaları elime alıp para saçarmış gibi etrafa saçsam, bir dosyayı sormaya gelen müdürümün elinden tutup söylediğim şarkıda beraber dans etsek, o bir dünya para verip aldığım göz kalemleriyle yanağıma çiçek, göz kapağıma bir arı resmi yapsam, canım pijamalarımı çıkarmak istemediğinde pijamalarımla işe gelsem mesela...ya da canım flamenko öğrenmek istediği için atlayıp endülüs'e gitsem. yıllar sonra bir zebellah gelip "ho ho ho canının istediğini yaptığın için şimdi ızdırap içinde bir yaşlılık geçireceksin" mi diyecek?


saçma!!!

(sevdiğim bir dostumun armağanı olan ece temelkuran'ın içeriden kitabından cümleleri yine o sevdiğim dostuma öykünerek kendime uyarladım. olmuş mu?)

10 yorum:

  1. Okurken çok eğlendim ki ^^ Nasılda yapasım var hepsini. Herkesin içinde uyanmayı bekleyen bir deli vardır. Ama herkesin ki aynı anda uyanırsa .. Allah korusun :)

    YanıtlaSil
  2. içeriden benim de icerimde kiprasmalara yol acmisti ama seninki kadar degil :)
    uslu bir cocuk olursan ormanda sirinleri gorebilirsin yalanina ben de inanmistim ama sonra farkettim ki; eger mutlu bir çocuk olursan ormanda şirinleri görebiliyorsun. yas 33, yeni gordum. hatta bizim evde de bir tane var :)

    YanıtlaSil
  3. pek güzel olmuş, hayat şartları, zorundalıklar, yaşıyoruz işte.

    YanıtlaSil
  4. Mecburiyetten yapılan herşeyde içimizde aynı istekleri duyuyoruz da yapmıyoruz, çünkü yapmamaya da mecburuz. Düzenin getirisi, ama malesef biraz esnemesi gerekli bu düzen.

    YanıtlaSil
  5. Yazını okurken o kadar çok eğlendim ki . Benimde içimden geçenler aynısı. Hep aynı şeyler insanlar tuhaf işler desen bitmek bilmiyor. kolay gelsin
    sevgiyle kal :)

    YanıtlaSil
  6. Merhaba
    Ne güzel bir yazı hislerime aynen tercüman oldu.Yeni yıl kartınız bugün elime ulaştı teşekkürler günüme renk kattınız.

    YanıtlaSil
  7. Hıımm! Kara Kitap ayna gibi yazı olmuş desem, beni anlarsın illa değil mi:))

    Sana bir şey söyleyeyim mi böyle karşıdan bakınca şahane göründü gözüme...

    Binlerce kasırga aşkına Kara Kitap... Tuhaflıklara devam öyle ise:)))

    YanıtlaSil
  8. Hem ne olmuş anlatamam.Birkaç gün önce dansözlü bir yazı eklemiştim dans etmek istiyorum fena halde ki ben elimi kaldırmam oyun adına hiçbişey bilmem o derece özürlüyüm:) Neden bilmem başkaldırı gibi geliyor 2 yıldır dans. Kafa tutma gibi ve çok istiyorum öğrenmeyi. Ne yaptın faturaları dediklerinda ohh yandan diye göbek atsam atsak bence normal insan görünümünde gezinme yorgunluğuna da katlanmayız. Gerçi risk var işssiz kalmak gibi ama!

    YanıtlaSil
  9. ne güzel bir yazı olmuş.tesadüfen uğradığım blogunda bir yazı ile başlayıp bir çok yazını okudum.emeğine sağlık...takipteyim :)

    YanıtlaSil
  10. sevgi dolu kartın ulaştı. çok teşekkür ederim.
    sevgilerimle

    YanıtlaSil