hepimiz bir öykü kahramanıyız hayatta. bazen öykümüzün içinde mucizeler yaşadığımıza, öykümüzün başkalarının öyküsünden özel olduğuna inandırmaya çalışırız kendimizi. kim bilir belki de buna inanmaya ihtiyacımız var ayakta, hayatta kalabilmek için.
erkek ve kadın tek bedenmiş ve tek yürekmiş ya hani, sonra tanrıları kızdırmışlar ve tanrılar o bedeni ikiye ayırıp yeryüzüne göndermişler. insanoğlu işte o bedeninin, kalbinin yarısını arar dururmuş hep. belki de bu sadece bir efsane. insan aslında kendi başına bir bütün. aradığı diğer yarısı da kendisi. yoksa neden her sevda sonlu, her aşk acılı, öbür yarım dediğin imkansız olsun.
her sevda sonlu. hayat da sonlu değil mi zaten. dünyanın bir sınırı, evrenin bile bir sınırı var belki. sevda neden sonlu olmasın? her sevgi tüketilmeye mahkum. dalga gibi yukarı doğru çıkıp doyum noktasından sonra aşağı doğru inmeye başlıyor. sonrası dümdüz bir çizgi, kalbin atmadığı. tek, düz bir ses.
bazen de yanlış zamanda doğru insanla karşılaşırsın işte o zaman bilirsin ki son diye bir şey yok. sonunuz olmaz, çünkü her son bir başlangıça ihtiyaç duyar. yine de boşluğa doğru bir adım atarsın. işte o zaman başlar kahramanın yolculuğu.
hımm. ilginç bir yazı. düşündürücü.
YanıtlaSil