biliyorum uzun zamandır uğramaz oldum buralara. ıssız kaldı uzun zaman içimi döktüğüm, dertleştiğim bu sayfalar. garip haller içindeyim de ondandır. 31 mayıs'tan bu yana bana da bir haller oldu. kah endişeli, kah umutlu, bir dargın bir barışık, öfkeli, heyecanlı, bazen gururdan bazen kaybedilenler için ağlamaklı oldum. korkunun içimde yarattığı koca karanlığı gördüm. kendi karanlığımla yüzleştim. mesela artık kara olmamaya karar verdim. kara kitap değil bundan böyle adım. karanlığı çağırmamak adına, üretkenliği, doğumu, yeni başlangıçları simgelesin diye "akana" yazıyor artık. o yüzden de kendimi kötü hissettiğimde söylenmek, şikayet etmek, mızmızlanmak yerine sessizliği tercih edeceğim. kötülük kötülüğü, karanlık karanlığı doğuruyor. oysa ki korku en büyük karanlık ve karanlık aslında sadece ışığın yokluğu. ışıksa sevgi. sevgi varsa korku yok, sevgi varsa inanç var, umut var. içimdeki karanlığın kenarında durdum ve onun varlığını kabul etmeye ve onu sevmeye çalışıyorum. kolay değil...
korkusuzlara selam olsun.