21 Mayıs 2013 Salı

söz

ey ruhum!
seni azad ediyorum.

seni eğip büktüğüm, üzülmeye değmeyecek sebeplerle boğduğum, nefesini kesip kesif küf kokularına maruz bıraktığım için üzgünüm.

senden özür diliyorum.

dünü dünde bırakmadığım, geçmişi ayağımda pranga gibi, sırtımda küfe gibi taşıdığım, bu ağırlıklarla senin belini büktüğüm, sürekli olarak birazdan, yarın, öbür gün olacakları düşünüp seni endişe denizinde üstelik ayağında prangalarla bıraktığım için pişmanım.

bugünlerde yine yiyip bitiriyorum seni. bir bencillik bir kendini beğenmişlik içinde "bunu bana nasıl yapar?" diyerek yeşil bir kurt gibi kemiriyorum kendi içimi. elimi sıkı sıkı kapatırken hem avucumdakini hem kendimi tükettiğimin farkına varmadan. açtım avucumu ve bıraktım sıkı sıkı tutmaya çalıştıklarımı, kendimi özgür kılmak için.

"dün", "yarın" derken "anı" unutuyorum.

ey ruhum!
seni seviyorum ve seni anda özgür bırakıyorum.

1 yorum: