31 Mayıs 2010 Pazartesi

yaz gelmiş neyime


metrodan indim ve altgeçitin merdivenlerinden yukarı doğru çıkarken bir an kendimi otelde kahvaltıya giden yolda gibi hissettim.kısa bir andı,sonra dünyaya dönüş yaptım ve işe gidiş yolunda olduğumun farkına vardım.hava çok sıcak ve nemli,çalışmaya değil denize girmeye müsait bir hava.eğer bir sahil kasabasında yaşasaydım ve çalışmak zorunda olmasaydım severdim yazları.şimdiyse evet sevmiyorum.sabah kalkıyorum duşa giriyorum 5 dk'lık bir ferahlama sonrası daha üzerimi giyinirken giyisiler üzerime yapışıyor.bırak makyajı yüzüme nemlendirici bile sürmek gelmiyor içimden,kolyeyi küpeyi geçtim saat bile yapışıyor tenime.sabah ne giysem diye düşündüm,yazlıkları çıkardım,ama hepsi kırış kırış.etek giyeyim bari püfür püfür dedim,baktım ütüsüz.ütü...bu sıcakta,mümkün değil dedim ve geçirdim ayağıma ütü istemeyen ve zayıf gösteren siyah pantolonumu.bindim otobüse.tanrım insanlar üst üste.otursanıza kardeşim evinizde ne işiniz var sabahın köründe bu sıcakta dışarda.metrodan çıktım işe doğru yürürken guguk kuşlarını duydum.


guguuuk guk,guguuuk guk.yağ döktüüüüüm.annem beni döööövdü.


ne zaman bir guguk kuşu duysam çocukluğum ve köyümüz gelir aklıma.biz kayseri'de otururken yaz tatillerinde denizli'deki köyümüze gelirdik. kayseri'de görmediğim,duymadığım iki canlıdır köyde gördüğüm ve çocuk aklıma yer eden.biri guguk kuşları diğeri kocaman karıncalar.köyde öğlen sıcak bastı mı babaannemin kerpiç evinin serinliğinde oturur guguk kuşlarını ve cır cır böceklerini dinler ,kafamda aralarındaki sohbeti kurgulardım.öyle serin olurdu ki o kerpiç ev.aklımda kalan bir de kokusu.beyaz sabun,karanfil ve kahve kokusu.kokuları severdi rahmetli babaannem.küçük bir enfiye kutusu vardı.kötü bir koku geldiğinde içindeki kokulu tozdan bir parça alır burnuna koyardı.öyle deniz falan bilmezdik tatillerde tatil demek köye babaanneye ve anneanneye gelmek demekti.


çok özlüyorum o uzun yaz tatillerini.ne zaman okulların kapanma zamanı gelse benim de tatilim geliyor.egelilik var serde.beyaz badanalı evlerin önünde karpuz ve çiğdemin eşlik ettiği akşam üstü sohbetleri yapmayı çekiyor canım.


ey hayat bırak yakamı,ben ege insanıyım ve tatilim geldi.bu sefer temmuz ve ağustos'un tamamını istiyorum.sabah erken kalkmak,sonra öğlen sıcağını evin serinliğinde uyuyarak geçirmek,akşamüstü serinliğiyle tekrar hayata dahil olmak.


1 yorum: