mim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
mim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

25 Ocak 2013 Cuma

dostluk mimi


Bunları biliyor muydunuz? 
Hassas kişilerin aslında en güçlü olduğunu, her şeyin üstesinden tek başlarına gelebildiklerini? 
Başkalarına nezaket gösterenlerin, kaba davranışlara en fazla maruz kaldığını? 
Sürekli başkalarıyla ilgilenenlerin aslında ilgiye en çok ihtiyaç duyanlar olduklarını?
Söylemesi en zor üç sözün “Seni seviyorum!” “Özür dilerim!” ve “Bana yardım et!” olduğunu? 
Biliyor muydunuz? 
Birinin mutlu görünmesi onun her daim mutlu olduğu anlamına gelmez; yüzündeki o gülümsemenin ardına bakarsanız, belki aslında ne kadar acı çektiğini ve gülümsemenin acısının üzerine beceriksizce örtmeye çalıştığı bir perde olduğunu görebilirsiniz.
Şu anda sorunu olan bütün dostlarımız için bir iyi niyet hareketi başlatalım. 
Blogumuza bu yazıyı kopyalayıp yapıştıralım. Belki bir aile sorunları, sağlık sıkıntıları, iş dertleri, o ya da herhangi bir konuda endişesi olanlara ve sadece birinin umursadığını bilme ihtiyacında olanlardan bir tanesi, birimizin blogunda rastlar ve bir anlık da olsa dünyada başkalarını düşünen insanlar da olduğunu fark eder. 
Bunu hepimiz için yapalım, çünkü kimse sorunlardan bağımsız değildir. Umarım bu yazıyı bütün blog dostlarımın duvarında görürüm. Bazılarınınkinde  göreceğimi biliyorum! Ben bir dostum için yaptım ve isterseniz siz de yapabilirsiniz. Çok basit, başka mimlerde olduğu gibi uzun uzun bir şeyler yazmanıza bile gerek yok, kopyalayıp yapıştıracaksınız. O kadar.  :)

27 Aralık 2010 Pazartesi

gecikmeli mim

Güneş ışığım Leylak Dalı “Şimdi sizden anılarınızla, anılarınızın değeriyle ve onları yüklediğiniz eşyalarla ilgili bir yazı yazmanızı istiyorum." diye gelen mim'i bana da paslamıştı uzun zaman once.Bu mim’e nasıl bir şeyler yazacağımı düşündüm durdum, benim için önemli olan eşyalar genellikle benim kendi aldığım şeyler değil de hediye gelen ya da birilerinden kalan eşyalardır. Maddeye bağımlı biriyim ben, eşyalarımı öyle kolay atamam, giyisilerim hariç kolay kolay veremem. Biblolarım, kitaplarım, dergilerim kıyamam hiç birine. Geçen gün bu konuyla ilgili düşündüm hatta. Dergilere ilişkin yeni bir depolama çözümü bulmam gerekiyor. Bu vesileyle size de sorayım dergilerinizi, sureli yayınlarınızı nasıl saklıyorsunuz?

Takılarım mesela, öyle pahada değerli şeyler değildir, ama hepsinin benim için özel bir anlamı vardır. Takılarımı düşününce anneme babaannesi tarafından hediye edilen, ona da kayınvalidesinin hediye ettiğini öğrendiğim tek sıra mercan kolye geldi once aklıma, ondan mı bahsetsem dedim. Salonumda serili olan kardeşimle yaşıt 25 yıllık halının görüp geçirdiklerini mi yazsam dedim . Evet bu eşyalar hayatımda gerçekten uzun zamandır var, ama daha özel birşey olmalı diye düşündüm. Düşündüm de aslında daha çok kişisel eşyalarımı seviyorum ben. Hani bir tabak, bir tencere, bir koltuk değişebilir, vazgeçilebilir benim için, ama küçük bir not, minik bir kolye ucu, üzerine not yazılmış bir kağıt para, üzerinde inek resmi olan bir kupa, yani sadece bana ait olan şeyler benim kıymetlilerim. Bu düşüncelerin kafamdan geçtiği hafta dolapları karıştırırken aşağıdakiler geçti elime ve evet dedim bunu yazmalıyım.


Bunları tanıdınız değil mi? 1980’li yıllarda Milliyet gazetesinin verdiği Red Kit dergileri. Benim için çok kıymetliler çünkü abimden kalan tek hatıra. Babam bu dergileri alır bize getirirdi, abimle birlikte sırayla okur ve haklarında uzun uzun konuşurduk. Hatta bir keresinde tüm Şubat tatilini evden hiç çıkmadan Red Kit okuyup televizyonda çizgi film izleyerek geçirmiştim. Hafızam o kadar kötü ki niye bilmiyorum çocukluğuma dair çok az şey hatırlıyorum. Hatta bu konuyla ilgili geçen gün Hipnoz’a falan mı gitsem diye düşündüm. Çünkü kendimi ne kadar zorlasam da görüntüler bir türlü gözümde canlanmıyor. İşte o 15 tatil de hatırladığım nadir zamanlardan biri. Düşünüyorum da o tatil çok eğlenmiştim. Hayatınıma böylesine dokunan bir insandan neredeyse unuttuğum anılarım dışında kalan tek şey işte bu Red Kit’ler. Küçük, ama çok değerliler.
Bu mimi kime paslasam bilemedim, yapmayan kim var ki? Evet ya Hayal Kahvem eminim bu mim için güzel bir hasbihal yazar bize ve Yedinci Oda’dan kendi çektiği güzel bir fotoğraf eşliğinde bir yazı okuruz belki. Mim postalandı, bu yazı da burda kapandı.

2 Aralık 2010 Perşembe


içimdeki sıkıntıdan ve kafama doluşup duran saçma sapan olumsuz düşüncelerden kurtulmak için ilgimi başka yöne çekeyim.define adası blogu tarafından en sevdiğim kitaplardan biri olan lal masallar eşliğinde bana gönderilmiş olan bir mim var.şöyle ki:

"Kitaplığınızın karşına geçin. Gözlerinizi kapatın. Derin bir nefes alın. Elinizi kitapların üzerinde gezdirin ve birini seçin. Şimdi gözlerinizi açın. Bir kitap seçmiş durumdasınız. O kitabı satın aldığınız ya da hediye gelmişte olabilir anı hatırlamaya çalışın. İlk kez okuduğunuzda neler düşünmüştünüz, hatırlayın. Şimdi sayfaları şöyle hızlıca bir dolanın ki, kitabın kokusu burnunuza gelsin. Evet, ne güzel bir koku bu! 55. sayfayı bulun. Sayfayı tekrar okuyun. Sayfadan bir paragraf seçin ve mim konusu olarak bunu bloğunuza yazın. Daha sonra siz de arkadaşlarınızdan üç tanesine cevaplaması için gönderin."

bir de kuralı falan var mimin ha,ama ben kuralları yazmıyorum.bu işler gönül işi öyle kuralla falan olmaz.

evet geçtim oturma odasındaki kütüphanenin karşısına,yumdum gözümü alt raflara doğru eğildim ve elimi uzattım.gelen kitap 1995 baskılı "yılmaz güney selimiye mektupları".yılmaz güney'in selmimiye hapishanesinden eşi fatoş güney'e yazdığı mektuplar.kitabı 21.01.1997'de ankara'dan almışım.nerden aldığımı inanın hiç hatırlamıyorum.bazı mektuplarını tekrar tekrar okuduğum bir kitaptır.severim mektup okumayı.aslında çok güzel mektuplar var bu kitapta,ama mim gereği açtım 55.sayfayı ve işte aşağıdaki mektup vardı.


"24 Ağustos 1972

Sevgili,

Yazın soluğu kesildi. Hapishanemiz eskisi gibi sıcak olmuyor. Eylülle birlikte, güz aylarının o insanın içine işleyen solgunluğu başlayacak.Sonra kış, ilkbahar, yaz ve güz.

Dünyayı değiştiren, yenileyen her gün, bizim payımıza düşenleri de usul usul biriktiriyor. Geleceğin eylülleri, ekimleri nasıl olacak?Sıradan bir çarşambası,cuması?

Daha iyi olacak Sevgili,çok daha iyi olacak.Oğlumuz güzel bir dünyada yaşayacak.Bizim sıkıntılarımız ve acılarımızı çekmeyecek.

Neyi özlüyorum biliyor musun Sevgili?

Oğlumla uçurtma uçurmayı;geniş,sonsuz bir kırda.Gelinciklerin, papatyaların bol olduğu bir akşamüstü kırında oğlumla.
Sen neredesin o zaman?Evde akşam sofrasını mı hazırlıyorsun,sık sık pencereden bakıp geciktiğimiz için söyleniyor musun yoksa?Oğlumla ne zaman çıksak hep gecikiyor muyuz böyle?Şikayetçi misin bu konuda?

Artık geç kalmayacağız Sevgili, hiç geç kalmayacağız. Bir daha uçurtma uçurmaya gidersek seni de götüreceğiz.

Hepinizi öperim."

evet bu mimi üç kişiye göndermem gerekiyor. kimler yazmadı bilmiyorum,bloglarına mesaj olarak da bırakmayacağım,o yüzden

eğer okuyorsanız ve bu görevi kabul ederseniz o güzel kütüphanesinden hangi kitabın çıkacağını merak ettiğim 7.oda, belki şansımıza caponca bir kitap ya da go eğitim kitabı çıkar diye frambuazlı ruh pastası ve belki bir uykusuz cildi çeker de bir uğur gürsoy karikatürünü kutukafaya uyarlar diye oip mimi cevaplamak göreviniz.eğer bu görevi yerine getirirken olurda kimliğiniz açığa çıkarsa arkanızdayım sizi satmam.bu mesaj ilerleyen günlerde yazılacak postlarla gerilerde kalacağı için bir iki gün içinde okundu okundu sonrası bu mim ömrünü burda tamamlar.

lütfen bu yazıyı okuyor olun.lütfeeeeen!!!mimin kuralına uyup haber vermedim.korkuyorum.blog dünyasının mimci başısı kim ki?beni cezalandırmasın?

3 Şubat 2010 Çarşamba

sen ne kadar ilginçsin?


bir demet fesleğen bloğunun sahibi sevgili eda beni mimlemişti.kendim hakkında 7 ilginç şeyle ilgili.işte aklıma ilk gelenler.

ı-çok tembel bir insanım öyle ki bazen ev kedisi veya koala olmayı hayal ettiğim anlar bile oluyor.evden hiç çıkmadan günlerce evde oturabilirm,tabi ev işlerini de yapan biri olması şartıyla.yani yemek,bulaşık gibi dertlerim de olmamalı.çok da üşengecim.bir şeyi yapmayı düşünür,ondan sonra üşenip vazgeçerim.üşenenin oğlu kızı olmazmış derler.oğluşum nasıl oldu hala şaşarım.

ıı-biraz fazla meraklıyım.öyle ki 3 yaşındayken alt kattaki teyzeler ne konuşuyor diye merak edip apartman korkuluğundan aşağı sarkmış ve 7.kattan altıncı kata uçmuşum.yaşayacak ömrüm varmış,apartman boşluğuna düşmemişim.abim o düşüşte kafamda bir kaç tahtanın çatladığını söyleyip benimle dalga geçerdi.herkes ve herşey hakkında birşeyler bilmek isterim.

ııı-okurum,izlerim,öğrenmeye çalışırım,ancak balık hafızaya sahibim hatta eşim bir ara benimle kayıp balık nemo'daki doli'ye benziyorsun diye dalga geçiyordu.okuduğum kitapları,izlediğim filmleri genelde hatırlamam.her gün düzenli gazete okumama rağmen halan maliye bakanının ismini sorsanız bilemem.yalnız işle ilgili konularda müthiş bir hafızam vardır.işe dair öğrendiğim bir şeyi kolay kolay unutmam.

ıv-dünyadaki en sevdiğim şey öğrenmek,yeni şeylere karşı yoğun bir açlık duyuyorum.hadi gidelim dendiğinde her yere gidebilirim ya da her yeni yemeğin tadına bakabilirim.ama bana hadi diyecek biri gerekir,çünkü bakınız madde ı.

v-ailemde ve çevremde sanatla ilgilenen kimse olmamasına rağmen sanata büyük ilgi duyuyorum.ama yetersiz bilgim yüzünden kendimi kötü hissediyor ve üniversite hayatımı okulu bir an önce bitirmem gerek düşüncesiyle sadece ders çalışarak geçirdiğim için yoğun bir pişmanlık duyuyorum.

vı-endüstri mühendisliği okuduğum ve dünyayı değiştirme planları kurduğum halde,beni hiç tatmin etmeyen bir işte finans sektöründe çalışıyorum.çünkü izmir'de kendime göre bir iş bulamadım.istanbul'da ise iş bulmama rağmen istanbul'da yaşamaya bir ay dayanabildiğim için korkup izmir'e döndüm ve sırf aileme daha fazla yük olmamak adına şu anki işime girdim ve asla değiştirmeye cesaret edemedim.

vıı-çizgi film izlemeyi,oyuncakları,kitapları kısacası hayal dünyasına ait herşeyi çok severim.en büyük hayallerimden biri bir gün walt disney kalesine gitmek.

kendime göre basit bir insanım.ama artık biliyorum ki hepimizin olduğu gibi benim de dünyaya gelmem şans eseri değil.hepimiz evren için anlamlıyız.

bu mimi yapmayan kalmadı galiba benden önce mimleyen olmadıysa ve kabul ederlerse ben de 7.oda'yı ve uzağa giden kadın'ı mimliyorum.

16 Aralık 2009 Çarşamba

mim

7 odalı kocaman bir yüreği olan fatoş beni mimlemişti.hazır evde yalnızken ruh halim el verdiğince birşeyler yazayım.her ay aldığım bir dergide de ünlülere proust anketini yapıyorlar ve ben de her ay kendimde bu anketi yeniliyorum.bakalım şu anki ruh halimle parmaklarımdan klavyeye hangi cevaplar dökülecek.

Sizi en çok üzecek olay:

çözümü benim elimde olmayan bir problemle karşılaşmak,çaresizlik beni çok üzer.

Nerede yaşamak isterdiniz?

deniz kenarında,arkasında kocaman bir orman olan bir evde.hem deniz hem de çam kokusu duymak istiyorum.bahçemde mümkünse mutlaka nar ve limon ağacı olsun.

Yaşayabileceğiniz en mutlu an:

kendimle savaşmayı bırakıp,özbenliğimi ve kişiliğimi kabullendiğim an.

Hangi hataları hoşgörüyle karşılayabilirsiniz?

herşeyi.çünkü kimse mükemmel değil.affetmek iyi insanların zekatıdır.

En sevdiğiniz erkek karakter:

soru filmlere ilişkin karakterlerse, çok uzun zamandır ara kaçamaklar dışında pek film izleyemediğim için aklımda beni öyle çok etkileyen bir kararkter kalmamış.ama ismini hatırlamasam da hayat güzeldir'in başrol oyuncusunun hayata yaklaşımı ile yapay zeka'daki robot çocuk beni çok etkilemişti.

Tarihteki favori kahramanlarınız:

Mustafa Kemal Atatürk ,Malcolm X

Gerçek hayattaki favori kahramanınız:

pozitif ve olumlu insanlar.

En sevdiğiniz ressam:

kesinlikle salvador dali

En sevdiğiniz müzisyen :

herşeyi ve her haliyle sevdiğim iki kişi var sting ve candan erçetin.


Bir erkekte en çok beğendiğiniz özellik:

kendini bilen ve kadın duyarlılığına sahip,bilgili erkekler.

Bir kadında en çok beğendiğiniz özellik:

kendine güvenen,bilgili ve kadınca kıskançlıkları olmayan erdemli kadınlar.

En sevdiğiniz erdem:

samimiyet

Yapmaktan en mutlu olduğunuz iş:

beni ne mutlu ediyor bilmiyorum.bir an beni mutlu eden birşey bir süre sonra tüm anlamını yitirebiliyor.daha önce hiç önemli olmayan birşey birden dünyanın merkezi olabiliyor.o yüzden bu soruya ana göre değişir diye cevap verebilirim.

Kimin yerinde olmak isterdiniz?

çevremde bana örnek olabilecek birisi yok.ünlü kişileri de uzaktan en güzel yüzleriyle gördüğümüz ve iç yaşamlarını bilemediğimiz için onlardan birini de örnek alamam.kimin yerinde değil de nasıl biri olmak isterdim onu söyleyebilirim.kendimi daha çok sevmek ve saygı duymak isterdim.

Arkadaşlarınızda hangi özelliklerin olmasını isterdiniz?

samimiyet,sabır (benim sürekli söylenmeme katlanabilmek için sabırlı olmaları gerekir),empati ve dürüstlük.

Kendinizde gördüğünüz en temel eksiklik?

özsevgi ve özsaygı eksikliği paralelinde yaşanan manik depresif ruh halleri ve kronik mutsuzluk sendromu :)

Hayatınızın en büyük şanssızlığı?

şu anki mevcut işim.

En sevdiğiniz renk:

aslında kırmızı, ama oğluşum maviyi de en sevdiğim renk yapmam konusunda ısrarcı.

En sevdiğiniz çiçek:

şebboy.

En sevdiğiniz kuş:

serçe.çok tutarlı bir kuştur.öyle havalar soğudu diye yerini yurdunu bırakıp gitmez. bir de son zamanlarda izlediğim çizgifilmlerin etkisiyle baykuşlara sempati beslemeye başladım.bilge kuşlar.

En sevdiğiniz yazar:

orhan pamuk,balzac,remarque,ayşe kulin

En sevdiğiniz şair:

ahmet telli,ümit yaşar oğuzcan,nazım hikmet,orhan veli hiç birini ayıramayacağım.

Tarihte en sevmediğiniz karakter:

bir çok siyasetçi.siyaset zaten ikiyüzlülük demek.bir de sabanı bularak anaerkil toplumdan ataerkil topluma geçişe sebep olan arkadaşları şiddetle kınıyorum.

En çok isteyeceğiniz özellik:

şaman olmak isterdim.

Nasıl ölmek isterdiniz?

yatağımda ve zamanı geldiğinde...

Hayattaki sloganınız?

bugünlerdeki sloganım

kardeşim sen düşünceden ibaretsin
geriye kalan et ve kemiksin
gül düşünürsen gülistan olursun
diken düşünürsen dikenlik olursun
mevlana

Şu anki ruh haliniz?
karmaşık

bugünkü ruh halimle 30 yaşında verdiğim cevaplar bunlar.eminim bir ay sonra başka şeyler yazarım.bu da bu fani dünyada benden bir iz olarak daha kalsın.bu mim de benden uçup eda'ya,mariposa'ya ve lirik depresif tuğba'ya gitsin.

2 Aralık 2009 Çarşamba

mim 2

sevgili eda beni mimlemiş.eda'nın bloğunu okumayı çok seviyorum.çok içten,samimi ve yalın.o yüzden eda diyorum.çünkü neden bilmem kendimi ona çok yakın hissediyorum.kitaplarla ilgili mimi daha önce cevaplamıştım.o yüzden ilk mime gecikmeli de olsa yazıyorum.



En son hangi ülke gündemiyle canını çok sıktın?
aslında gündemi çok fazla takip etmiyorum.çünkü hepsi çok can sıkıcı.şu güzelim ülkede hiç mi güzel birşey olmaz.gazetelerde ağırlıklı olarak köşe yazarlarını okuyorum.zaten bizim evde tv'de sadece çizgi film izlendiği için haber de izlemiyorum.gündemdeki herşey çok iç karartıcı.hepsine canım sıkılıyor.hangi birini sayayım.en iyisi tekrar hatırlayıp canımı sıkmamak.

En son hangi şarkıdan nefret ettin?
nefret,yoğun yaşadığım bir duygu değil.o yüzden sanırım hiç bir şarkıdan.

En son hangi fast food ürününden tiksindin?
subaru'nun pizzasından.vıcık vıcık yağdı.

En son hangi sakatatı yedin ?
aslında sakatat sevmem.ama bursa'da susurluk kokoreççisi diye bir yer var.oranın kokoreç'ini seviyorum.en son orda bol acılı kokoreç yemiştim.

En son hangi yerli şarkıyı beğendin?
büyük insan

En son hangi yabancı sözlü şarkıyı beğendin?
beyonce,single ladies...bu şarkıya bayılıyorum.çok eğlenceli bir şarkı.

En son hangi yerli filmi beğendin?
ulak.aslında çağan ırmak'ın bütün filmleri güzel.en son izlediğim türk filmi ise nefes.onu da çok beğendim.

En son hangi yabancı filmi beğendin?
benjamin button'ın tuhaf hikayesi.o kadar etkilendim ki gece uyuyamadım.

En son hangi kitabı okudun?
bir varmış bir yokumuş-ayşe kulin

En son hangi bilgisayar oyununu oynadın?
farmville.tarlam büyüdü.en son enginar,buğday ve pamuk ektim :)

En son hangi mizah dergisini okudun?
sanırım leman.ben almam da eşim yolculuklarda mizah dergisi alır.onu okumuştum galiba.mizah dergilerini pek komik bulmuyorum.ben piyale madra'nın karikatürlerine bayılıyorum.bir de garfield'e çok gülerim.

En son neyden korktun?
rüyamda eve hırsız girmişti.gerçek gibiydi.en son ondan korktum.

En son kime veya neye küfrettin?
küfür etmem.

En son neyden kaçtın (opsiyonel: koşarak ta olabilir)?
değişimden.

En sevdiğin 5 film?
amelie,hayat güzeldir,münir özkul ve adile naşit'li büyük aile filmlerinin hepsi,selvi boylum al yazmalım,sultan.

En sevdiğin 5 şarkı?
kıraç-zaman,sezen aksu-farkındayım,zeki müren,zekai tunca-gülü susuz seni aşksız bırakmam,sabahat akkiraz,sting-desert rose.

En sevdiğin 5 yemek?
balık,mantı,brokoli,etli kuru bamya,zeytinyağlı pırasa.

En sevdiğin 5 isim?
deniz,ada,can,ali,elif.

En sevdiğin 5 oyun (herhangi)?
oğlumla araba sürmek bir de bu nedir oynamak.

En büyük korkun nedir?
sevdiklerimi kaybetmek.. sevdiklerimin hayal kırıklığına uğratması, güvendiğim dağlara kar yağması..

En nefret ettiğin 5 klişe nedir?
nefret,bir düşüneyim.galiba en nefret ettiğim klişe "o erkek"
eee ne yapalım erkekse, ben de kadınım.
başka
"anneler boşuna mı yaşlanıyor"
niye ki.yaşlanmak için mi anne olduk?
bir de
"evlilik de ben olmaz biz olur"
ben olmazsa biz olmuyor maalesef.
karşıyım karşı tüm bu laflara karşıyım
not:tüm bu laflar kayınvalideme aittir.anlaşıldığı üzere kendisiylen ayrı dünyaların insanlarıyız.

eda'cığım oğlum anıtkabir'i görmek istiyor.ilkbahar'da ankara'ya gelmeyi planlıyorum.belki seninle de tanışırız.sevgiler.

17 Kasım 2009 Salı

kitap mimi :)))


sevgili aslı bana kitap mimi yollamış.ben de bloglarda okuyup okuyup,kimse beni mimlemeden kendi kendime yazsam mı diye düşünüyordum ki aslı sağolsun buna gerek bırakmadı.




1.Şu anda okumakta olduğunuz kitap nedir?Kısaca konusunu anlatırmısınız?

ayşe kulin-bir varmış bir yokmuş.kitap iki kısımdan oluşuyor bir tarafında kurmaca öyküler var,sonra kitabın sonundan okumaya başlıyorsunuz orda da gerçek öyküler var.kitabın hangi tarafı hayal hangi tarafı gerçek onu anlamak okuyucuya bırakılmış.öykülerden birinde bir uzaylının gözünden dünyanın anlatımı var ki mutlaka okunmalı ve evet müzik evrensel bir dil.


2.En son aldığınız kitap nedir?


büyümenin türkçe tarihi (murathan mungan)

entrikalar ağında kürt buhranı(gültekin avcı)

çivisi çıkmış dünya (amin maalouf)

3.Şimdiye kadar aldığınız kitaplar içinde en sevdiğiniz hangileridir?

kara kitap, vadideki zambak, çanlar kimin için çalıyor,ölesiye yaşamak (bu kitapları ilk okuyuşumda kütüphaneden almıştım.) küçük prens,üç aynalı kırk oda...aklıma ilk gelenler bunlar.

4.Bir türlü bitiremediğiniz bitirseniz de sizi illallah ettiren kitap.

hiçbir kitaptan illallah demem.kitabı okumaya başlarım eğer devam edemiyorsam bitirmek için zorlamam.demek ki henüz o kitaba hazır değilimdir.ne kitaba ne de kendime eziyet ederim.evde değişik sayfalarında kitap ayıracı olan bir sürü kitabım var.okunmak için uygun zamanı bekliyorlar.sonra bir gün kitap gözüme çarpar ve kaldığım yerden okumaya başlarım.çok unutkan biri olmama karşın sanki kitabın okuduğum sayfalarını dün okumaya başlamış gibi hatırlarım.ilginç,ama kendimdeki bu durumu ben bile çözemedim.

5.Elinizdeki kitap bitince okumayı düşündüğünüz kitap nedir?

geçen yıl kurtlarla koşan kadınlar'ı almıştım.okumaya başladım,ama devam edemedim.bu aralar gözüm kütüphanede sürekli ona takılıyor.beni dünyasına çağırıyor galiba.sanırım sıra onda.


kitapseven herkes bu mimi cevaplayabilir.illahaki pas istiyorsanız beni okuyan herkes istop :)
not:allah'ım şu garip kuluna tez zamanda böyle bir kütüphane nasip et.

16 Kasım 2009 Pazartesi

mim

bu mimi bana mariposa taaa ne zaman göndermişti.cevaplamak bu güneymiş.benim de nur topu gibi bir mimim oldu.heh hee :))))))))

1.Dolabını açtığında hangi renkler fazla?
-maalesef siyah.aslında siyahı da seviyorum,ama 20 kilo kadar daha zayıf olsam siyah bir eteğin üzerine fuşya,yeşil,sarı vb.renklerel kombinler yapmak isterdim.bu arada burdan büyük beden firmalarına sesleniyorum tombik insanlar da gökkuşağının renklerini sevebilir.neden hep siyah?

2.Alışverişe gittiğinde hangi mağazaya uğramazsan olmaz?
-bursa'da ciddi anlamda başka bir kitapçı olmadığı için d&r ,watson's ve tchibo. eğer izmir'deysem konak'da kabile kitabevi.

3.Kendini rahat hissettiğin giyim tarzı?
spor kıyafetler ve rahat şeyler. dar şeyler giyemem.sıkıntıya gelemiyorum.öyle tayt falan hayatta giyemem.okul zamanlarında eve gelir gelmez eteği ve çorabı hemen çıkarır bir beş dakika kaşınırdım.çorabın taytın içinde nefes alamıyorum.

4.Kesinlikle sexy diyebileceğin şeyler?
-derin göğüs dekolteli kırmızı dar bir elbise,pretty women'da julıa roberts'ın giydiği elbise gibi ya da kırmızlı kadının elbisesi gibi.

5.Asla giymem dediğin -üzerinde kafatası deseni olan hiçbirşeyi sevmiyorum.bandana bile olsa.

6.Fiyatı gereği ulaşılması zor olan markalardan beğendiğin?
-ben giyisiye, aksesuara çok para harcamayı sevmiyorum.izmir'deyken pek çok kıyafetimi de pazardan alırım.yani üzerimize 600 TL'lik bir bluz da giysek 10 TL'lik bir tişörtte giysek giyen kişi değerli değilse ne farkeder.

7.En fazla yatırım yaptığın sektör?
-kitap ve dergi. (eşim çok kızıyor :) git üstüne başına al,ayakkabı falan al diyor,ama kredi kartı ekstremin çoğu kitap,kırtasiye vb.)

8.Kitap film spor hangisini diğerlerine göre daha fazla yapıyorsun?
-spor yapmayı sevmiyorum.bir spor salonuna tıkılıp havasız bir ortamda canımı yakmak hiç hoşuma gitmiyor.ama açık havada yürüyüş yapmayı çok severim.yürürken zihnim daha iyi çalışıyor.keşke sabahları işe biraz daha geç gitsem ,yanıma da bir arkadaş bulsam her sabah yürürdüm.ama şimdi hoohhh piişşşş... işte bundan ötürü en çok yaptığım, oğluş çizgi film izlerken,koca ne var şu kitapda derken kitap okumak.tabi yorgunluktan sızıp kalmadığım akşamlar.

9.Dışardayken yemek yemeyi en çok tercih ettiğin yerler?
-avmlerde bilakis diye bir makarna&salata'cı var onu seviyorum bir de eker süt çiftliği diye bir yer var orda salata ve pizza yemeyi seviyorum.