8 Ekim 2012 Pazartesi

ruhum hasta benim

klasik manyak griplerimden birini yaşıyorum. insan hasta oldu mu daha bir hassaslaşıyor. içilen adaçayı, ıhlamur gibi sıcak bitki çayları boğazımızla birlikte yüreğimizi de yumuşatıyor bilmem, ben hasta oldum mu çok da ağlamalı bir insana dönüşüyorum. aslında düşünüyorum da sıkıntılı dönemlerde daha kolay hasta oluyorum. bağışıklık sisteminin bir çeşit oyunu olsa gerek. aslında şöyle birkaç gün daha evde kalsam belki daha çabuk iyileşirim, ama iş bizi bekliyor değil mi? bu aralar işle de dünyayla da kavgalıyım, galiba o yüzden hastayım. cumartesi günü hasta ve perişan bir halde evde yatarken eşim oğlumu da alıp gezmeye gitti. evde bir başıma kalakaldım. ne arayan var ne soran. öyle zoruma gitti ki anlatamam. biraz uyuyayım diye yattım, sonra bir uyandım ateşim çıkmış, duşa girdim biraz ferahlarım diye. su kafamdan aktıkça sanki benim de musluklarım açıldı ve böğüre böğüre ağladım. ne kadar o durumda banyoda kaldım bilmiyorum. küçük çaplı bir sinir boşalması yaşadım. hayat hiç adil değil onu bir kez daha anladım. hepimiz yalnız öleceğiz onu bir kez daha hatırladım. dengesiz, bencil, tahammülü zor br insanım.hastayken bile yapayalnız evde bırakılıyorum.

3 yorum:

  1. Kara Kitap, böyle dertli yazılarına, sevgi pıtırcığı tadında yorumlar yazıyorum ya sonra üzülüyorum biliyor musun?

    Şimdi az kalsın sana "Aman bu da dert edilecek şey mi, hastaysan tek başına kal daha iyi. Bööyle yatakta iki seksen uzanacaksın. Tık olmayacak etrafta. Uyu, sürüne sürüne yürü, aynaya bak, sefilliğini anla, hiçlik mertebesine in, güvenme güzelliğine bir sivilce yeter, güvenme malına bir kıvılcım yeter gibisinden felsefe yapıver, hastalığının bünyende oluşturduğu tüm ağrıları hisset, geçici olduğunu bil, sabret, hastane odalarındaki ağır hastaları düşün, sadece kendin için değil onlar için de şifa dile, acaba bu hastalık önce nasıl geçecek, ilk hangi sızın düzelecek tadında kendince tahminlerde bulun, evdekilere "yaaa, kusura bakmayın hafta sonunuzu ziyan ettiniz benim yüzümden" de, su getirene "ömrün çok olsun, hastalık görmeyesin diye söyle, eşine çocuğu oyaladığı için teşekkür et filan yazacaktım sana Kara Kitap:)

    Sonra vazgeçtim yazmaktan. Aaaa, ne bu! Demek böyle, anlattığın gibi hissetmişsin. Hımm. Ne desem bilemedim? İyisi mi "Ağlamak güzeldir." diyeyim:)))

    Seni seviyorum ben:)Canımsın!





    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. belki de ben bunları sen bana sevgi pıtırcığı cümleler kur diye yazıyorum. :)) benim bakmadığım taraftan bakan bir göz, bana görmediklerimi göstersin istiyorum.

      Sil
  2. Ne yazayım deim durudum sonra da dedim ki arayayım:) Sonra da iş sonra da bombok yoğunluk pehh.uf
    öyle işte

    YanıtlaSil